yıllardır beklediğim kitaptı, bir çok okuyucusu gibi yazarın. ama murat uyurkulak beklerken baya bir murat menteş buldum ben kitapta. murat menteş'in siyasi göndermeler olan hali. kafiyeli isimler, iç içe geçmiş erkeklik hikayeleri, kesişen hayatlar ve devamı.
erkek karakterlerin tahlili bolca verilmişken kadın karakterlerin biraz daha erkek hayatından geçen durumunda yer edinmesi de iyice erkekler hikayesine dönüştürmüş kitabı. başlı başına erkek hikayesi de olabilir tabi ama daha farklısını umarak okudum son sayfaya kadar ben en çok da evren tunga'nın daha çok yer edinmesini bekledim.
neticede masa başına geçilip altı çizilerek okunacak bir kitap beklerken sabahları metroda okuyarak bitirdiğim bir kitap oldu.
Dünyanın en güzel öfkesine,nefretine ve kinine sahip adamın son romanı.Bir kitaptaki ilk cümlenin önemini Tol ve Har'da görmüştük.Merhume de "Bir gün,öyle bir an geldi ki kötü biri olmaya karar verdim" ilk cümlesiyle okuru kitaba hapsediyor.Açıkçası bu kitabı yazarını bilmeden okusaydım Murat Menteş derdim.Karakterler,mekan tasvirleri ve isimler özellikle Menteş'i anımsattı.Kitap bir cinayet romanı ama merhumenin katilinin bütün dünya olduğu bir cinayet romanı.Murat Uyurkulak kitapta sosyolojik ve toplumsal tespitleri son derece yerinde yaparken, Hitler'e, medyaya, edebiyat ve sanat dünyasına, Gezi eylemlerine, İran devrimine, Dersim harekatına, Ermeni soykırımına, Ulu Önder Atatürk'e ve Uzun Önder'e lafını "koyuyor"