Midas'ın Müritleri

Jack London'ın pek bilinmemekle beraber sevenlerinin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm Yüz Karası (Lost Face) hikayesini barındıran iki kitaptan biri (diğeri Epsilon Yayınevi'nden çıkan Seçme Öyküler kitabı) olması dahi alınıp okunması için yeterli bir sebep.

Kitap için fantastik edebiyat dizisinden denmesine rağmen içinde fantastik hikaye kavramını taşıyacak bir öykü bulamadım. Belki sadece son hikaye olan Gölge ve Parıltı fantastik (ya da bilimkurgu) öykü değeri taşıyor. Kitaba adını veren Midas'ın Müritleri öyküsü de bu değere yakın denebilir belki de. Diğer üç öykü ise kesinlikle fantastik öykü değil. Yanlış olmasın, bu bahsettiğim öykülerin hepsi ayrı güzel ama insanlar yanlış yönlenebilir belki diye uyarı anlamında yazıyorum. Özellikle bahsettiğim bu ilk üç öykünün Batı toplumundan farklı noktalarda geçmesi, arka kapakta bahsedildiği gibi London'ın Darwinci öğretiye bağlılığı ve insan sevgisine olan görüşü arasındaki etkileşimi görmeyi kolaylaştırıyor.