Milyoner (Billionaire Boys Club, #1)

En Son Değerlendirmeler

8 puan

Kafamı dağıtmaya çok ihtiyacım olduğu bir dönemde Milyoner’i okudum. Hem kafam dağıldı hem uykusuz kaldım. Bir kitaba başladığım zaman eğer seversem sonunu getirmeden kapağı kapamayı pek sevmiyorum huyum kurusun. Normal hayatla da bu sayede bağlantım bayağı kesiliyor : )
Milyoner, Billionaire Boys Club serisinin ilk kitabı. Hepsi birbirlerinden zengin, birbirlerinden güçlü, birbirlerinden farklı altı yakın arkadaşın arasından ilk kitap, Logan’ın hikayesi. Ki bunlar toplanırken öyle sıradan şeylerden bahsetmiyorlar arkadaşlar bayağı piyasayı ele geçirmişler.
Logan, batmakta olan işletmeleri satın alıp onları mükemmel hale getirir. Yine satın aldığı Bahamalar’da bir oteldeyken kasırga yüzünden ada tahliye edilir. O ve adadaki otelde kalan bir müşteri asansör de mahsur kalırlar. Bu müşteri ise, radyoda bedava bir tatil hakkı kazanan Brontë Dawson’dur. Bir de üstelik, kimse de onları aramak için gelmeyince, yardım gelene kadar birbirlerinden ayrılmamaktan başka çareleri kalmaz.
Ben özellikle kasırga yüzünden adada mahsur kalma fikrini bayağı beğendim. Brontë aslında sevdiğim bir karakter oldu, hele tatile birlikte geldiği arkadaşı Sharon’un saçını başını yolsa gözümde bayağı bir yükselirdi. O kadına gerçekten sinir oldumi ki kendisi kitapta çok da fazla gözükmüyor. Gözükmesin zaten bir de gözükseydi sinir hastası ederdi beni . Neyse, bu önemsiz karakter hakkındaki düşüncelerimi bir kenara bırakırsak, beni bir de sinir eden Logan’dı. Hayır anladım, kadınlar hep sana paran için yaklaşıyor, gözleri seni değil cüzdanını görüyor ama Brontë’un senin bırak zenginliğini, iş adamı olduğundan bile haberi yoktu be Logan, niye gerçeği söylemiyorsun onun yerine şüpheleniyorsun kızdan.
Ada da geçen bölümleri çok beğendim. Logan’ın Brontë’nin her felsefi sözüne Platon’dan mı diyerek karşılık vermesi ki Brontë felsefe mezunu bu arada, aralarındaki kıvılcımın yangına dönüşmesi. Koca adada bir tek onlar kaldı sonuçta : ) )Günümüz aşk romanlarını çok fazla okumuyorum ya da sevmiyorum da diyebilirim diğer favori türlerime nazaran ama Milyoner beğendiğim bir kitap oldu. Özellikle Hunter’ın Brontë’ye sorular sorarken ki tavrından sonra onun kitabını da merakla bekliyor olacağım.

6 puan

Beklentinizi çok yüksek tutmadan okursanız gideri var =D

http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2017/02/jessica-clare-milyoner-billionaire-boys.html#more

8 puan

Milyoner Erkekler Kulübü serisinin ilk kitabı Logan Hawking'i anlatıyor ve ben bu seriyi seveceğe benziyorum ama ben en çok serinin ikinci kitabını merak ediyorum.
Logan'ın işi genelde batmakta olan otel, şirket tarzı yerleri alıp daha iyi bir duruma getirip işletmektir. Ve gizli toplantılarında arkadaşı Hunter Buchanan'ın önerisi üzerine Bahamalarda inişte olan bir otelden bahsetmesi ve uygun bir zamanda oteli görmeye gitmesini istemesi ile Logan aşka doğru yol almaya başlar
Brönte Dawson küçük bir lokanto garsonudur. Radyodan Bahamalar tatili kazanır. Tabi beklediği bu tatil beklenmedik kasırga nedeniyle kabusa dönüşür. Otel tahliye edilmiştir ve o kabusun içinde kalan sadece Logan ile Brönte hem hayatta kalmak için mücadele ederken hem de aralarındaki tutkuyla savaşacaklar. Sonunda tabi ki aşk galip geliyor.
Kitap eğlenceliydi, sıkılmadan bir solukta bitirdim. Tabii ben en çok ikinci kitabı yani Hunter Buchanan'ı merak ediyorum.

5 puan

Her şeyi satın alabileceğini düşünen benmerkezci zengin adam ile hayat mücadelesi veren fakat biraz daha zeki ve kültürlü bir kadının hikayesi. Kısacası Klasik beyaz dizi kitap kurgusunun +18 versiyonu olan bir kitaptı.

7 yıl, 3 ay
8 puan

Beğendim. Biraz beyaz dizi tadında ama kadın karakteri sevdim. Diğer kitapları da merak etmeme sebep oldu...

9 puan

Logan Hawking aylık düzenlenen kardeşlik gecesi üyelerinden biridir. Altı arkadaş üniversiteden beri arkadaştır. Üyelerin hepsi zengin, oturaklı, başarılı, özgüvenlidir. İş hayatlarında birbirlerine destek olup hayat boyu dost kalmaya yemin etmişlerdir. Son buluşmalarında Logan yatırımlık bir gayrimenkul haberi alır. Baharamalar'daki bir adada tatil köyü vardır. Logan gücünü kaybetmekte olan işleri ucuza satın alıp bunları karlı yerler haline getirerek kazanç sağlar. İşinde çeşitlilik olmasından hoşlandığından tatil köyü adası farklı geldiğinden oteli satın alır. Fakat teftişe gittiğinde büyük bir felaketle karşılaşır.

Bronte felsefe mezunudur. Okurken faturalarını ödemek için garsonluğa başlamıştır. Mezun olduktan sonra iş ararken de garsonluk yapmaya devam etmiştir ve iki yıl sonra hala garsondur. Yerel radyo istasyonu sayesinde tatil kazanmıştır. Garsonluk yaptığı lokantadan izin alıp gitmeyi çok isteyen iş arkadaşı ile tatile gider. Tam bir kabus olan arkadaşına rağmen tatilin keyfini çıkarmaya karar verir fakat kasırga olur. Bölge tahliye edilecektir. Oteldeki herkesle birlikte tam çıkarken arkadaşı pasaportunu kaybettiğini fark eder. Arkadaşının pasaportunu bulmak için odaya gider ve geri dönerken asansörde Logan ile kalır. Korkuç bir oda arkadaşı ve kasırga ile cennet olduğu vaat edilmiş bir yerde tıkılı kalması yetmezmiş gibi yabancı biri ile asansörde kapana kısılır. Tahliye edilmiş bir adada bir süre asansörde kaldıktan sonra çıkmayı başarırlar ve fırtınanın bitmesini beklerken yakınlaşırlar.

Sıra dışı, felsefe alıntıları yapan, gergin olduğunda kıkırdayan Bronte asansöre ilk girdiğinde Logan onu fark etmemiştir. Antik dönemden alıntılar yapıp kendisine ders vermeye başlayınca Logan Bronte'i eğlenceli bulmuştur. İlgisini çeken Bronte kendisini müdür sanır ve zengin olduğunu bilmediği için kendisine karşı tepkilerinin samimi olduğunu düşünür. Etrafındaki kadınlar hep parasına ilgi duymuştur. Normalde flört insanı değildir. Bronte'de tipi değildir. Genelde model, oyuncu, gösterişli kadınları tercih ederken hayatında karşılaştığı en mutlu insan olan Bronte kendisini büyüler. Daha önce sevdiğini söyleyip kısa bir nişanlılık geçirmiştir ve yaşadıklarından sonra aynı hatayı bir daha yapmak istemez. Bronte'de Logan'ın cazibesine kapılır. Adada bir süre kaldıktan sonra Logan'ın arkadaşı onları kurtarmaya gelir ve Bronte Logan'ın milyarder bir zengin olduğunu öğrenmiş olur. Kaçma, kovalama, ayrılık derken kasırga ikilinin başına gelen en iyi şey olur.

Adada kaldıkları kısımlar farklı ve güzeldi. Logan'ın Bronte'nin her alıntısını Platon sanması, Bronte'nin her çalıştığı yeri satın alması çok iyiydi. İkilide maceraları da güzeldi.

geri ileri