Hollywood'un gözde çiftinden biri vahşice öldürülür diğeri de hapse girer. Çiftin kızları Olivia ise bu olayın tek görgü şahididir. Yıllar sonra vakaya bakan ve çok etkilenen polis memurunun oğlu Noah bu olanlari yazmak ister. O gece ile ilgili halen sis perdesindeki hatıralın etkisinde ki Olivia tüm gerçekleri öğrenmeyi arzulamaktadır.
Kitabın ilk çeyreği karakterlerin gelişimini aktarırken son yarısı aksiyon macera tadında geçiyor. Sonu tahmin edilebilir bir polisiye olması okurken verdiği zevki ise hiç azaltmıyor en azından benim için. Severek okuduğum bir #noraroberts kitabı oldu. Kitabın baskı yok bu arada. İkinci el bulabilirseniz okumanızı tavsiye ederim.
Bu kitabı herkesin okumasını istiyorum..Yıllar önce Kelebek yayınlarından çıkmış ilk Nora Roberts Kitabı Nehrin Sonu..Her şey var bu hikayede aşk,cinayet,hırs,ihtiras ve aile ilişkileri içinde harmanlanmış muhteşem bir hikaye..
Romanda çok ünlü film yıldızı olan annesinin annesinin hayalet tarafından öldürülüşünü gören dört yaşındaki bir kız çocuğunun olayın etkilerinin hayatını nasılda etkilediğini görmek beni çok derinden etkiledi..Cinayet zanlısı olarak babası baş şüphelidir..Aynı gece hem annesi hem babasından olan bu küçük kız olayın tek tanığıdır...Bu tip bir olayı normal bir insan bile üstünden atamazken küçük kız Olivia için hayat hiç de kolay olmayacaktı..
Ve Noah o gece Olivia'yı saklandığı yerden çıkaran Frank Brady'nin oğlu idi..Polis çocuğu idi bu olay babasını çok etkilemişti..O da televizyonda gördüğü dört yaşında gazetecilerin karşısında kulaklarını tıkayıp korkan o ufacık kızı hiç unutamayacaktı..
Olay olduktan sonra babasını annesini hiç göremeyen Olivia büyük annesi ve büyük babasının korunaklı yuvasında izole olmuş bir şekilde yaşamaya başlasa da olayın etkilerinden kurtulması kolay değildi..
Geçen yıllar içinde yolları Noah ile yolları kesişen Olivia'nın ilk aşkı NOah'tı kalbini kıran da o olur..Yıllar geçse başka hayatlara savrulsalar da birbirlerini hiç unutamayan bu iki genç insanın yollarını kesiştiren Olivia'nın babası Sam Banner olur..Aradan yirmi yıl geçmiştir..Noah gerçek cinayetleri araştırıp yazan bir yazar olmuştur..Sam onu arayarak cinayeti yazmasını ister ölmek üzeredir son arzusu hapiste değil dışarıda ölmektir..Kızını o yıllar içinde hiç görmemiştir..Noah'da yıllar sonra OLivia ile tekrar görüşmek ve araştırma arzusu ile bu teklifi kabul eder..Ama işi hiç kolay değildir...
Yıllar önce Olivia ile arasında olan olay yüzünden bu işe biraz çekinerek de baksa onu tekrar görmek onu çok da heyecanlandırmaktadır..Babası artık emekli olmuştur bu olay ile ilgili kitap yazmasına pek de olumlu bakmamamktadır..Ona göre herkes yeterince acı çekmiştir...
Baştan sona kadar kitabı merak içinde katil kim diye okudum..Katili baştan tahmin ettim sandım ama yazar beni tam anlamı ile ters köşeye yatırdı..Ve çok etkileyici bir final...Her şey film gibiydi sanki film seyrediyordum..Bu kitabın tekrar basımını yapılamamsı çok büyük bir eksiklik...Bence bu kitabı herkes okuyabilmeli..Tavsiye ederim..
Kitap elimde uzun süre kaldı ama tamamen zamansızlıktan. Olivia 4 yaşındayken annesinin ölümüne şahit oluyor ki bir çocuğun bu travmanın etkisi ile şekillenen kişiliğini görüyoruz kitap boyunca. Üstelik katil olarak babasının tutuklanması da cabası. Olivia'ya bu zor zamanlarında yardım eden polis Frank de bu olayı kafasından atamaz. Frank'in oğlu Noah da aynı şekilde içten içe, bu olayla içinde bir bağ olduğuna inanır. Kendisi cinayetleri konu alan kitaplar yazar ve bu olaya da el atmak ister seneler sonra. Tabi Olivia ile aralarında bir çekim olur. Kız kesinlikle çok zorluydu, Noah çırpınıp durdu :)
Ama katilin beni şaşırttığını söyleyemeyeceğim. Çünkü bir yerde geçen konuşmada az çok sinyalleri veriyordu. Ayrıca cinayetin işlenme koşulları da tahminimi destekledi. Son sayfaların heyecanı çok iyiydi. Keşke sonunda Noah'ın kitabıyla ilgili bir şeyler de olsaydı. Kitapta en çok sevdiğim karakterdi kendisi :).
Kitabın başı oldukça etkileyici. Ancak öyle devam etmiyor. Bir kere onlar katile değil katil onlara geliyor. Oldukça sinir bozucu. Hiçbir şeyden haberleri yok. Hele sonu bir kere o sonda nasıl basit bir şeymiş gibi davranabildiler. Tuhaftı. Halbuki olaya psikolojik açıdan bakmaya çalışması gayet iyiydi. Sonunda ise tam tersini yapıp yüzeysel geçti. Katil ise tahmin edilebilir. Zaten delillerle katile götürülebilesi yok. Sadece tahmin işiydi. Yani bu kitapta katil kim sorusundan çok bir trajedinin, küçük bir çocukta bıraktığı etkiler anlatılmaya çalışılmış. Ancak bence bunda da pek iyi değildi.