Jane Austen'ın okuduğum ikinci kitabı. JAne Austen Kitap Kulübü'nün ilk olarak filmini izlemiş, sonra bir kitaptan uyarlama olması hoşuma gitmiş ve başucu filmlerimden olmuştu. Bahsi geçen film, kitapları 19.yy ahlakı, sıkıcı ritüelleri vesaireden nefret etmeme rağmen Austen okumaya can atma sebebimdir. YÜzyıllara meydan okuyan bir kalemi olduğunun farkında mıydı acaba yaşarken? Karakterleri o kadar iyi düşünülmüş ve iyi resmedilmiş ki okurken yadırgamıyorsunuz. Derli toplu bir anlatım, gerçekçi bir bakış açısı. Kendini yazar olarak yer yer hatırlatması rahatsız etmiyor. Kitabı okurken Bath'in havasından, bitmeyen yatılı misafirliklerden o kadar sıkılıyorsunuz ki sanki hiç bir olay olmuyor, bütün kitap böyle mi ilerleyecek gibi düşünüyorsunuz. Ama hayatta böyle değil midir zaten? Sİz birbirn benzeyen günlerinizi aynı şekilde yaşamaya devam ederken, bİr yerde olaylar kendi kendine gelişmekte ve derinleşmeye devam etmektedir. Bu anlamda Catherine'e verilen derinlik, sabır ve çocuksuluk çok hoşuma gitti. Sadece çoğu kitapta olduğu gibi o kadar yol katettikten sonra sonun üç beş cümle ile bağlanarak bitirilmesi rahatsız edici hepsi bu.