21 kız 21 erkeğin kapana kısıldığı o yerde kendimi onlardan biri gibi hissettim.Bunu çok iyi başarmış Takami.İnsanı anlatımıyla tamamen başka bir dünyaya taşıyor.42 adet öğrencinin her birini iyi işlemiş yazar.Bunu yapabilmek her yiğidin harcı değildir yani.Türü Young Adult olarak geçiyor ama bence bu türden çok daha ötede bir roman Battle Royale.Tüm a 'Teenage Drama'sından uzakta,korkusuz bir roman olmuş.Karakterlerin hepsinin genç olmasına aldırış etmeden her yaştan okuyucuya açık bir hikaye yararmış Takami.Hakkını vererek yazmış açıkçası.Okuduğum her sayfada The Hunger Games'ten uzaklaştı gözümde.Çünkü Battle Royale kanın korkusuzca aktığı,vahşetin tadını damağınızda hissedebildiğiniz dehşet dolu bir roman.Ancak bunu aptal bir kan romanı ile karıştırmayın kesinlikle.Konuyu bu vahşetle birleştirmek bir ustalık.Ve vahşeti insana yedirmeyi bilmiş,tabiri caizse.
Olayların gidişatı kadar konunun odaklandığı noktalar ve o şaşkınlık veren dönüşler,şaşırtmacalar insanı 'Bu kitap dahiyane değil de nedir?' diyerek bırakıyor.Midesi kaldıranlara bir başyapıt sunuyor Takami.Bu romanın kült olmasına şaşmamalı.
Yazara ait okuduğum ilk roman ancak son olmayacak kesinlikle.Sanırım Battle Royal serisi olarak 15'e yakın romanı var.Elimden geldiğince hepsini okumaya çalışacağım.En kısa zamanda da filmini izlemem gerek diye düşünüyorum.
Yorumun tamamı için sitemi ziyaret ediniz...
http://rewiev-queen-1.weebly.com
oldukça hareketli bir roman sıkılmak mümkün değil, filmide çekildi 2000 yılında meraklıları için orjinal ismi ''battle royale''...
Kitabın konusunu ilk okuduğumda ve başladığımda Açlık Oyunlarına biraz benziyor diye düşündüm ama kitaba devam ettikçe alakaları yok dedim.
21 kız ve 21 erkek olan öğrencilerin hepsi bir sınıfın öğrencileridir. 15 yaşında olan bu öğrenciler birbirleriyle ölümüne mücadele edecekleri bir adaya götürülüyorlar ve bu oyundan sadece bir kişi kazanabilir.
Kitapta her karekterin yaşadıkları korkuyu, mücadeleyi ve vahşeti hissedebiliyorsunuz ve bu gerçektende çok etkileyi
Benim çok beğendiğim bir kitaptı. Okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Yalnız kitabı okurken isimleri birbirine benzedikleri için biraz zorlandım. Okuyanlar isimleri not alarak okusun bence daha rahat okurlar.
http://gamzeninkitapdunyasi.blogspot.com.tr/2015/01/olum-oyunu-koushun-takami.html#more
"Şuya ve Noriko'nun bu sözlere verecek bir cevap bulamadıklarını fark eden Şogo konuşmaya devam etti. 'Bakın, bu ülke tamamen aptal bürokratlardan oluşan bir grup tarafından yönetiliyor. Zaten sadece aptallar bürokrat olabilir. Benim tahminim, bu güzel oyun ilk önerildiğinde- büyük ihtimalle çılgın bir askeri strateji uzmanının fikriydi- karşı çıkan kimse olmadı. Konularında uzman kişileri sorguya çekerek işleri karıştırmak istemezsiniz. Ayrıca artık yerleşmiş bir şeyi sona erdirmek çok zordur. Her şeye burnunuzu sokarsanız işinizden olursunuz. Daha da kötüsü ideolojik sapma sebebiyle çalışma kampına gönderilirsiniz. Herkes bu oyuna karşı olsa bile kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. Bu ülkede boktan sayılabilecek pek çok şey var ama hepsinin özü aynı: Faşizm.' Şogo, Şuya ve Noriko'ya baktı. 'Aynı şey sizin ve benim için de geçerli; biz de hiçbir şeye karşı çıkamıyoruz. Bir şeyin yanlış olduğunu bilseniz bile hayatınız buna karşı çıkarak riske edilemeyecek kadar değerli, değil mi?'"
George Orwell'in Katalonya'ya Selam kitabından bir alıntıyla başlayan bu kitap beni çok etkiledi. Distopya türünün en iyi örneklerinden biri. Kitabı okurken karakterler anime izliyormuşum gibi kafamda rahatlıkla canlanıyordu. Betimlemeler kesinlikle çok başarılı.
Açlık Oyunlarını sevdiğim kadar bu kitabı da sevdim. Kitabın tek olumsuz yanı fazla uzun olması. yaklaşık 100 sayfayı atabilsek hiç sıkmadan okuturdu. Kalın kitap okumaya alışık olmadığımdan da kaynaklı tabi bu düşünce.
2. filmi yayınlanmış ama neden kitabı yok anlamış değilim :/