Perdido Sokağı, beni iki arada bir derede bırakan bir kitap oldu. Kitabın artıları çok fazla; tamamen orijinal bir evrende geçmesi, steampunk ve büyü etmenlerini bir arada başarıyla kullanması, kendi ırklarına sahip olması bunlardan sadece bazıları.
Öncelikle Mieville (Mayevil diye okunuyormuş bu arada) çok güçlü bir kaleme ve üsluba sahip. O anki atmosferi size çok iyi yaşatmayı başarıyor. Kurguladığı şehir Yeni Crobuzon, tamamen yozlaşmış, sokaklarında her türlü pisliğin barındığı, kir ve pas dolu bunaltıcı bir şehir ve bunu sürekli hissediyorsunuz. Bu yüzden ilk sayfalar oldukça bunaltıcı geçiyor. Ama dediğim gibi, bu olumsuz bir özellik değil.
Kötü yönü yok mu derseniz var tabi. Mieville, bu kalınlıkta kitap yazan çoğu yazarın yaptığı gibi kendisini oluşturduğu dünyayı anlatmaya feci kaptırıyor. Bu da olup olmadık her yerde tasvir yapmasına neden oluyor. Tam olayın en heyecanlı yerinde 2 sayfa süren tasvirlere boğulmak hiç de hoş bir deneyim olmuyor doğrusu.
Çeviriyi genel olarak başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Hiç bir anlamsız cümle, kelime, devriklik ya da tutukluk da yok. Yalnız aşırı derecede virgül kullanımı mevcut. Bir de nedense "devinmek" sözcüğü çooook çok fazla kullanılmış çevirmen tarafından. Arada bir "hareket etmek" ya da ne bileyim "kıpırdamak" kelimelerinden birini terci etse harika olurmuş.
Sonuç olarak orijinal kurgusu, ilginç fikirleri ve yaşattığı macerayla güzel bir romandı Perdido Sokağı İstasyonu. Sonu biraz acımasızdı belki ama yine de okuduğunuza değecektir diye düşünüyorum.
Yeni Crobuzon'a gelen bir yabancı, serbest çalışan bilim adamı İsaac van der Grimnebulin'e bir teklifte bulunur. Toplumun dışına atılmış bir kuş-adam olan Yagharek, utancını ve arzusunu gösterir: Kesilmiş kanatlarını. İssac'ten onu tekrar göklere çıkarmasını ister. Bu amaç doğrultusunda çalışmaya başlayan İsaac, sokağa haber salar, her türden uçucu canlının teslimatında ödeme yapılacaktır. Bu teslimatlardan biri esnasında ele geçen, gün ışığı görmemesi gereken bir canlı İsaac'in laboratuvarında kozaya girmiştir. Yeni Crobuzon üzerine dehşet saçacak canlılarla çarpışmak İsaac ve arkadaşlarına kalacaktır. Şehrin güvenlik güçleri ve yeraltı örgütleri de bu canlıları yok etmek adına işbirliği yapar: İsaac ve arkadaşlarının milis,yeraltı örgütlerinden de kaçınmaları gerekecektir...
Yeni Crobuzon çok canlı işlenmiş ve güçlü bir şehir. Kozmopolit yapısı ve yazarın sürekli vurgu yaptığı tırmanan ırkçılık gibi konuları bağrında barındıran bir yer. Kuş adam Garuda'lar, Amfibi Vodyonoi'ler, Böceğimsi Kepri'ler, Kaktüs adamlar, Ceza fabrikalarında işlenmiş olan Tekraryapımlar, robotlar ve insanlar şehrin sakinleri. Orwellci göndermeler taşıyan milisler, şehrin güvenlik örgütü. Kimlikleri bilinmiyor, herkes olabilirler: Şu alışveriş yapan teyze veya balıkçı tezgahındaki adam bir milis olabilir. yazar özellikler toplumdışı karakterleri işlemeyi sevdiğini bu romanında da gösteriyor ve ana karakterleri bu şekilde sunuyor. İsaac, öğretmenlik yapamadığı için üniversitede iş bulamayan bir bilim adamı, her bilim kolundan bir şeyler biliyor ve birleşik alan kuramını bulmak gibi arzuları var. Lin, bir Kepri, ancak kovanından ve ailesinden uzak kendi ırkı için kabul gören sanat kavramının dışında çalışmaktan hoşlanıyor. Derkhan, Başıboş şiddet adlı derginin yazarlarından biri ve şehir yönetimini yerden yere vuran yeraltı dergisinde sert eleştiriler yazıyor. Yagharek, bir Garuda, yargılaması sonucu kanatları kesilmiş. Lemuel, bir gammaz, sokakta olup biten her şeyden haberi olan bir muhbir ve bilgi dağıtıcısı...
Tekraryapımlara verilen dehşet verici cezalar, ırklar arasındaki gerginlik, gibi hırçın öğeler başta çocuksu olarak algılanabilecek çok ciddi eleştiriler saklıyor altında. Tüm ırkların ortak bir tehdide karşı aynı tepkileri vermesi, bir araya gelme umutları olması ise şehrin en çok dikkat çeken binasında vücut buluyor: Perdido Sokağı İstasyonu. Bu istasyon tüm hava gemilerinin gökrayı siteminin kalbi, aynı zamanda şehrin mozaik yapısına da vurgu yapmakta. Freudyen çıkarımlar, sosyal darwinist önermeler ve toplum eleştirileri bu steampunk dünyaya katman katıyor. Büyü ve teknolojinin bir arada var olduğu endüstriyel devrim sonrası bu şehre dair göndermeler arasında nükleer silahlanma eleştirileri ve Hiroşima, Nagazaki hatırlatmaları da bulunmakta. Yazar, diğer kitaplarında da olduğu gibi, Marksist önermelere bolca yer vermiş. Karındeşen Jack'in bir uyarlaması olarak Peygamberdevesi Jack karşılaşılan ilginç karakterden bir tanesi.
Geneli hırçın ve vahşi olan romanın bölümleri arasında Yagharek'in günlüğünden kesitler yer alıyor. Makinedeki hayalet göndermesi gözden kaçacak gibi değil ve romanın içerisinde bilinç sorgusu sıklıkla dile getirilmiş. Dopdolu ve akıcı bir roman. Donanımlı ve edebi üslubundaki kendine güvene dikkat edilmesi gereken bu genç yazar okunmayı hak ediyor. Özellikle şehir tasvirlerinde göz dolduran yazar, sürükleyici bir roman kaleme almış.
Yeni Crobuzon, birbirinden farklı ırkların, devletin bir cezalandırma yöntemi olarak kullandığı yeniden yapılandırmaya maruz kalmış Tekraryapımların (aslında bu sürekli olarak cezalandırma amacıyla da yapılmıyor, yanlış anlamadıysam isteğe bağlı ya da ihtiyaca bağlı da yapılabiliyor) oluşturduğu bir şehirdir. Merkezinde ise Perdido Sokağı İstasyonu bulunmaktadır. http://umutbabilon.blogspot.com/2013/09/china-mieville-perdido-sokag-istasyonu.html