Bana göre serinin en iyi kitabıydı. Aşk üzerine kurulu bir serinin mutsuz sonla bitmesi zaten beklenemezdi ama bence sonu biraz klişeydi.
Şafak Vakti... Alacakaranlık gibiydi ...Hem mutluluk hem de hüzün...Ben bu seriyi okurken aklıma sadece eşsizlik geliyor...Sanırım böyle bir seri bir daha yazılamaz... :)
Bu kitabı bir güne bitirdiğim için her saniye "Edward düşüncelerimi okumasın :o:o:o" oldum. 1 hafta boyunca da o etkiden kurtulamadım........
Alacakaranlık serisi neden bu denli ilgi gördü diye çok düşünmüş ve hatta bu konu üzerinde seriyi okuyan arkadaşlarımla ziyadesiyle konuşmuşuzdur.Yazarın akıcı üslubu, mükemmel kurgusu da bu denli talebin tek nedeni değildi. İşin özünde erişilmeze duyulan büyük aşkın çok iyi dile getirilişi yatıyor. Bu erişilmezin var olmayan bir canlı türünden oluşu da zaten vampir çılgınlığını ciddi anlamda ilk başlatan seri olarak alacakaranlık kuşağı farklılığını yaratan diğer ayrıntıydı. Filmi çekilmeseydi ne olurdu diye sıkça düşünmüşümdür.Sanırım sadece ünü biraz daha geç yayılırdı o kadar.
Kitapları yarım bırakmayı hiç sevmememe rağmen sonuna bir türlü ulaşamadığım kitaptım Şafak Vakti.
Serinin içinde 1. ve 4. kitabı beğenmiştim, şafak vakti nin heyecanlı ve merak uyandıran bir anlatım tarzı vardı sonunu da güzel bağlamışlar gerçek ve hayal kafa karıştırıcıydı :))
İşte Büyük Bir Heyecanla okuduğum Serinin son kitabı.
Serideki en sevdiğim kitap budur. Finali muhteşem oldu. Hiç bitmesini istemediğim bir seriydi. Ama her güzel şeyin bir sonu vardır.