Simdi diyeceksiniz ki, bu kitap bu klozetin ustunde ne ariyor?:) Biliyorsunuz ben okudugum kitaplari, iceriginde agir basan, dikkat ceken veya hikayenin gectigi mekana ait bir unsur ile fotograflayip paylasiyorum.. Defne Suman"in bu romaninda, kahramanimiz Eda"nin, kilitli kaldigi bir tuvaletde, kurtulmayi beklerken tuvalet kagitlarina yazmaya basladigi hayatindan kesitler okuyoruz.
Eda ve kuzeni Leyla"nin hayatlarini, iliskilerini, Leyla"nin ortadan kaybolusunun nedenlerini okurken, o kadar kendi cocuklugumda ve ergenligimde yasadiklarima, etrafimda tanik olduklarima benzer detaylar okudum ki, cogunda kendimi gulumserken buldum.. Hele bazi detaylar, cocukluguma ait guzel anilari tekrar yasattilar bana..
Leyla"nin kendini arayisinda inancin etkisini, ve ailesine olan baskaldirisini okur iken, Eda"nin kendi icinde yasadigi cekingenligi, suskunlugu da okuyorsunuz... Bazen Eda gibi, bazen de Leyla gibi oldugumu dusundum...
Eda, kapali kaldigi tuvaletde kendi ile de cok yuzlesir, ve sonunda kurtuldugunda, aslinda, icinde hapsoldugu duvarlari da yikabilmistir.