Bir tek bende var bende var bende! Yok ya herkeste var zaten iyice piyasa oldu bu ayyaş.
Şimdi yanlış bilmiyorsam Kasabanın En Güzel Kızı ismiyle çıktı bu kitap Metis' ten ki orijinal adı da bu kitabın. Sonra Parantez bastı bu kitabı ve adını değiştirip Sevimli Bir Aşk Hikayesi yaptı. Yapmamış da olabilir gerçi yani iki kitabın içerisindeki öyküler farklı olabilir bilmiyorum. Sonrasında ise üst başlık olarak Kasabanın En güzel Kızı, alt başlık olarak da sevimli bir aşk hikayesi diyerek eşeğin bir tarafına su kaçıracak ölçüde bir isimle bastılar kitabı. Ben diğerine kıyasla nadir olduğunu düşündüğüm bu baskısına sahibim neyse zaten çok daha önemli baskılar mevcut elimde bu ne ki (ne sandınız lan)
Kitap muazzam bir hikayeyle başlıyor. Bukowski' nin en güzel öyküsü belki de bu açılış hikayesi. Her yerde de bulup okuyabilirsiniz zaten sıkıntı yok. Herkese yatıp kalkan dünyalar güzeli bir hatunun güzelliğinden sıkılmasını anlatan sert bir öykü. E Bukowski' den de soft bir şeyler beklenmez zaten. Bukowski iyi bir yazar mı? Bence iyi bir yazar ama çok abartılan bir yazar. İlk 2 kitabında ''wuhuuu'' demiştim de sonrasında abartılacak bir şey olmadığını gördüm. Hala büyük bir keyifle okurum kendisini ve hala alkol ve puro tüketmek isterim okurken ne var ki bir şeyi sevmek başkadır, onun çok yetenekli çok büyük olması başka. Ben Petrucci' yi sevmem, dinlemem ama hayvan gibi bir gitaristtir kendisi. Sadece tarzı bana uymaz. Tamam ya çok müzik konuşmayı sevmeyen biriyim, en büyük gitarist sizinki, hemen kızmayın. Bukowski romanları sıkar beni gerçi Kadınlar' ı henüz okumadım, ondan çok umutluyum ama bakalım... Öyküler ise Bukowski' yi tekrar sevmemi sağladı. Ben Factotum, Postane, Hollywood gibi kitaplarını okuyup da ''eeh yeter artık daha ne kadar aynı şeyleri okuyacağım derken'' öyküleri ve günlüğüyle bir anda hararetimi aldı Bukowski. Bir iki öyküsü hariç romanlarından farkı yok bu kitabın ama o bir iki öykü gerçekten de benim açımdan fazlasıyla sıradışı ve yaratıcı.
Bukowski' yi ne zaman okusam keyif alır, votkaya abanır, puro yakarım biliyorum; ama yavaş yavaş Bukowski ile aramdaki ilişkinin de bittiğini hissediyorum. Yine de aşk denen o zırvalığı Bukowski' den okumaya hiçbir zaman hayır demem sanıyorum ve Kasabanın En Güzel Kızı isimli öyküyü okuma işini de bir ritüele döndürürüm diye düşünüyorum.
Bitiş cümlesi bu olsun hadi, iyi sevişin.