Tek kelimeyle yine muhteşem bir kitaptı :)
Julie Garwood yine kalemini konuşturmuş. Bir solukta okudum desem yeridir. Diğer Buchanan serisine ait kitapları okuyanların tahmin edebileceği gibi güleceğiniz, eğleneceğiniz, heyecanlanacağınız ve yer yer kızabileceğiniz bir kitap. Sonu her zaman ki gibi masal tadındaydı. Son sayfayı kapattığımda yüzümde kocaman bir gülümseme vardı ama en yakın arkadaşımdan ayrılmış gibi oldum.
Ayrıca kitabı okurken Sam Kincaid 'in İskoçya'da toprak sahibi olduğu ve hatta kont ünvanı için sırada olduğunu öğrenince ister istemez Gelin kitabını okumak istedim :)
Şimdi bekle yine 2 sene ki yeni kitap çıksın :(
http://illekitap.blogspot.com/2014/01/julie-garwood-smscak.html
Çıktığında göz diktiğim ve ilk karşıma çıktığında da görmemişler gibi saldırıp aldığım ardından da gizli kapaklı eve soktuğum yeni kitabım Garwood kaleminden "Sımsıcak".
Garwood'un şimdiye kadar hiç günümüz romanlarından okumamıştım ve açıkçası nasıl olacağını bilememiştim. Ki okurken başlarda biraz sıkılır gibi oldum çünkü o kadar alakasız karakterleri okuyordum ki bana hep aynı monotonlukta gidecek gibi geldi ama... gel gör ki konuya Sam Kincaid girince... adam bir de İskoç olunca... eridim bittim... keşke kollarında eriyip biten Lyra değilde ben olaydım dedim :P
Tamam itiraf ediyorum İskoç erkeklerine karşı aşırı bir zaafım var :) sanırım bir tane bulmadan da rahat edemeyeceğim... Allah'ım duy sesimi :))
Kitaba geri dönmek gerekirse benim biricik yazarım kalemine tapındığım yazarım Garwood bana kendini günümüz aşk romanı türünde de kanıtladı. Zaten eski çağ kitaplarında mükemmel kalemi olduğunu gösteren yazarım bu türde de şaheserler yarattığını gösterdi. Ki zaten kitap nasıl bitti anlamadım bir baktım bitmiş...
Tamam yazara daha fazla iltifat etmeyeceğim gerçi iltifat etmiyorum samimi olarak düşüncelerimi belirtiyorum :)
Kitabın ilk 50-60 sayfasında biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim cidden bazı karakterlerin nasıl bir araya geleceğini falan düşününce sıkıcı göründü gözüme ama daha sonra kitap aldı başını gitti. Ne oldu, nasıl olaylar gelişti ne ara sonuçlandı anlamadım... bir yaprak gibi kitabın rüzgarına kapıldım ve bittiğini anlamadım ama bittiğinde de biraz daha okuyaydım keşke dedim.
Sam Kincaid... sanırım bu bizim Gelin kitabında okuduğumuz Alec Kincaid'in soyundan gelen bir adam :) hem kitabın içeriğinde de diyordu zaten İskoçya'da toprak sahibi olarak Lord Kincaid olacak diye... işte kalbimi tam 12'den vurdu adam ya....
Açıkçası kitaptan çok Sam'in rüzgarına kapıldım ben sanırım... itiraf ediyorum :)
Lyra'da çok sevimli bir karakterdi ama o kadar iyi yürekli ve sevecen ki alıp içime sokasım geldi. Gerçi hiç yoktan bir maceranın içine atıldı orası farklı bir konu ama neyse.. gerçi nasıl bilebilirdi ki projesinin yapacağı parktaki gizemli olayları...
Neyse kitap içeriğine giren bir yorum yapmayacağım ama Sam ve Lyra'nın olduğu satırları çok severek okudum. Sohbetleri, tavırları muhteşemdi. Hele ki Sam'in onun yerine görevi devralmak, Lyra'yı korumak için gelen iki yakışıklı podyumdan fırlamış korumaları kıskanıp geri göndermesi müthişti. :)
Şimdi kitaptan bir iki alıntıyı da sizinle paylaşıp yorumumu bitiriyorum:
***
"Bir sorum daha var, sonda susacağım," diye söz verdi Lyra. "Ciddi bir ilişkin var mı? Sen de bana John Forest hakkında sorular sordun," diye vakit kaybetmeden hatırlattı.
"O sorunun belirli bir nedeni vardı," dedi Sam.
"Benim sorumun da belirli bir nedeni var."
"Öyle mi? Ne?"
"Merak ediyorum."
Sam birkaç saniye duraksadı. "Hayır"
Lyra içini çekti. "Hayır, ne?"
"Ciddi bir ilişkim yok."
"Hiç aşık oldun mu?"
"Evet."
"Ne oldu?"
"Onunla evlendim."
***
Sam, "Şimdi ne düşünüyorsun?" diye sorana kadar gözlerini onda diktiğini fark etmedi.
"Seni."
Sam kaşlarını çatarak ona baktı. "Öyle mi?"
"Gittikten sonra seni bir daha görüp göremeyeceğimi merak ediyordum."
"Tahmin yürütmem gerekseydi, sanmıyorum derdim."
"Bu yeterli değil. Bilmeliyim."
"Neden?"
"İleride seninle tekrar karşılaşacağımı bilirsem, bu gece sakin bir gece olur. Biraz televizyon izledikten sonra odalarımıza çekiliriz."
Sam'in merakı uyandı. "Peki beni bir daha görmeyeceksen?"
"Bu durumda, bu gecenin sakin geçmeyeceğini sana garanti ederim."
***
İşte bir İskoç erkeği... sever ve onunla evlenir...
Biliyorum... biliyorum... bu aralar İskoç erkeklerine takmış bulunuyorum...
Susuyorum ama ondan önce size bu kitabı tavsiye ediyorum. Ayrıca "Sımsıcak" kitabı Julie Garwood'un "Buchanan-Renard" serisine ait bir kitaptı. Serinin daha önce yayınlanan kitaplarını da aşağıda sizlerle paylaşıyorum:
Buchanan-Renard Serisinin ülkemizde yayınlanan kitapları:
Sende Yanarsın
Gölgede Dans
Ateş ve Buz
Sımsıcak
Julie Garwood kitabı okudum=) Sımsıcak kitabı sonuyla beni ters köşeye yatırdı. Katil kim oyunu oynadım ve kaybettim. Ama buna rağmen sevdim. Akıcı, ustaca yazılmış ve güzel çevrilmişi bi kitaptı. Aksiyonu aşkı harmanlamış beni okuyun diye bekliyor resmen http://zamskaa.blogspot.com.tr/2014/04/simsicak.html
İlk yüz sayfayı okuyabilmek için kendimden geçtim doğrusu!!! Hiç beklediğim gibi gelişmemişti.neyseki sonunda lyra ve sam tanışıp bir araya geldi de olay toparlandı azıcık. sonrasında olaylar değişti...Ama sanki anlatım biraz dağınıktı.Milo denilen gereksiz arkadaşın anlatımına neden yer verdiğini hiç anlamadım.Belkide biraz espiri katmak için olabilir.Ama gerçekten alakasız bir karakterdi yani.
Her neyse en azından Gelin romanından esintiler hissettimde olayı birazcık toparladı yani. çok büyük beklentilerle başlamayın canlar!!! benden söylemesi....
Samuel Kincaid özel ajandır. Alec Buchanan'ın da hayatını kurtarmıştır. İskoç'tur ve çifte vatandaşlığı vardır. Birleşik Devletlerde doğmuş Kuzey İskoçya'da büyümüştür. Alçakgönüllü, kendini arka planda tutan, etkileyici biridir. Gerektiğinde çelik gibi sert, bir makine kadar duygusuzda olabilirdi. Yetenekli bir ajandır. İstihbarat toplamak ve görevleri uygulamakta ustadır. Asıl uzmanlığı ise yabancı dillerdir. Tercüme edemediği tek dil, maruz kalmadığı dillerdir. Bir diplomatın oğlu olarak neredeyse dünyada ki her ülkede yaşamış ya da bulunmuştur.
Lyra sinema öğrencisidir. Son okul projesi üzerinde çalışmaktadır. Bir belgesel çekmek zorundadır. Hocasının beğeneceğini düşünerek duvarında gördüğü yeşil parkı alır ama orası artık bir çöplüktür. Oraya bir kamera yerleştirir düzenli şekilde de gidip kayıtları alır.
Bir gün yolunun üzerinde bir bahçe satışı görür. Ev sahibi tüm eşyaları bedava verir. Herkes bir şeyleri kapmaya çalışırken Lyra'nın ilgisini çekenler ilk basım kitaplar, DVD'ler, imzalı kitaplar olur. Bunların verilmesine şaşırsa da alabildiklerini alır. Bu kapışmanın içinde ev sahibi kadın kocasını vurduktan sonra intihar eder. Olaylarda bundan sonra başlar. Ölen adamın eşyalarında ki bir video belalı adamlarındır. Orada ki cd, dvd'leri Lyra aldığından adamların peşinde olduğu kişi artık Lyra'dır.
Bundan sonra olaylara FBI ajanı Sam dahil olur. Lyra'nın korumalığını üstlenmiştir ve bu koruma nedeniyle bir an bile ayrılmayacaklardır. Lyra'nın başı büyük belaya girip sürekli bir tehlike ile karşı karşıya kalınca aksiyon, kaçma, kovalama eksik olmaz. Bir de ikilinin karşı koyamadığı duygular ortaya çıkınca kitap hemen bitiyor.
Önce sevmiyoruz sadece bir süreliğine bu dediler ama tabi ki sonu öyle olmadı. Sam Lyra'ı bırakamadığı gibi ailenin gönlünü de kazandı. Sam'ın belli etmemeye çalışarak yaptığı kıskançlıklar okunmaya değer.
Sam önceki romandan bildiğimiz Kincaid soyundan gelen bir İskoç kitapta en çok sevdiğim bu oldu ve İskoçya'da kont unvanı için sırada nasıl sevilmez ki. Severek okudum kitabı.