Aslında temelde alegorik falan olmayan bir eser. Zira insanı yine insanla anlatmıştır. Evet hem dünya siyasetinin, hem dinlerin, hem insanlık tarihinin eleştirisi olarak da incelenebilir. Ki hepsine birden uyarlanabilmesi büyük başarıdır. Fakat hepsinin özünün insan olduğunu da düşünürsek bu alegori değil, yaşı kaç olursa olsun özünde ne kadar korkunç varlıklar olduğumuzun külçe gibi önümüze konmasıdır. Çağının okurlarını dehşete sürüklemesine şaşmamalı. En masum olan çocuklardır ya hep, kazın ayağı öyle değil işte. İnsan her yerde insan. Peki kurtuluş nerede? Cehenneme dönen adada mı yoksa adanın dışındaki cehennemi savaşta mı? Kaya gibi sert, cesur, rahatsız edici, düşündürücü, girdap gibi içine çeken bir eser.
Esere dair iki tavsiyem var.
1- Mümkünse, çokça değinildiği üzere Mina Urgan çevirisi ile okuyunuz.
2- Halen dünyaya pembe gözlüklerle bakanlardansanız okurken umudu kaldırıp rafa koyunuz.
Bir adada kalan bir sürü çocuğun bir süre sonra çocuk masumiyetinden nasıl uzaklaştığını, içgüdülerinde var olan(bir arkadaşlar bunu tartışmıştık, o kötülük öğrenilir diyordu, bense vardır diyordum) kötülüğün, toplumsal baskılardan ve ahlak anlayışından uzaklaşılınca nasıl acımasızca ortaya çıktığını anlatan bir kitap. Mercan Adası kitabına bir gönderme olarak yazıldığı da iddia edilmiştir. Bir kere zaten kitap bir mecara romanının çok ama çok ötesi, siyasi ve felsefik bir eser. Kaldı ki siz kitabı okurken fark etmeseniz de(ben etmemiştim en azından) kitap bittikten sonra sonsözü okuduğunuzda kitaptaki karakterlerin aslında neleri simgeliyor olabileceğini görüp eserin ne kadar yoğun bir içeriğe sahip olduğunu fark edeceksiniz.
İnternette ufak bir araştırma ile görebileceğiniz üzere bu kitap ile Mercan Adası çok karşılaştırılmıştır. Hatta Mercan Adası' nın John Locke' un(özetle, otoriteyi reddeder) devlet teorisini benimsediğini, Sineklerin Tanrısı' nın ise Hobes' un(devletin varlığını savunur, düzen için güçlü bir devlet şarttır) görüşlerini desteklediği iddia edilir. Belki bunları düşünerek yazmamışlardır ama ortaya çıkan hikayelere bakıldığında bu tespitler yerindedir.
Önemli bence; yeni baskılarda sonsöz olarak yer almış ama benim okuduğum baskıda önsöz olarak verilmişti bazı açıklamalar. Olur da önsöze denk gelirseniz es geçin, kitabı bitirdikten sonra okuyun onları.
Kitap tek kelime ile harika.