Alabildiğine sade bir ütopyadan distopyaya geçiş romanı. Yazarın akıcı ve yer yer özet geçen tarzı okuduklarım içinde en çok bu esere yakışmış. Zira abartmadan, köpürtmeden ilerleyen bu yalınlık insanı daha çok çarpıyor. Ve maalesef o kadar tanıdık ki... Aymazlıklara, hırslara, yaklaşan treni göremeyenlere kızarken o trenin bizzat içinde olduğunu fark etmek en acısı.
Küçük bir ada değil aslında anlatılan; koca bir dünya. Ütopyanın distopyaya dönüşü. Günümüz "demokrasi"sinin çok güzel özeti. Akıcı bir dilinin olması da cabası. Kesinlikle okunması gereken bir roman.