serinin okuduğum ilk kitabı.. evet seriden haberim olmadan okumuştum da :)) kül kedisi masalı gibi olsa da çok beğenmiştim. seriye başlamama neden oldu yani. ayrıca JQ favorilerimden biri oldu bu seriyle..
Favori yazarlarımdan biri de Jullia Quinn..Başı resmen Kül kedisi masalı gibi başlayıp devam ediyor...
Her ne kadar bana kül kedisi masalını hatırlatsada güzel hoş bir kitaptıı eee Julia'nın kalemi değipte kötü olması mümkün değil :)
İlk Julia Quinn kitabım ve ilk tanıdığım Bridgerton çocuğu :)) Benedict <3 Hepsinin arasında Benedict'in bende çok ayrı bir yeri vardır neden bilmiyorum ama onu çok seviyoruum ve aşka yaklaşımını da. Aşık olduğu kıza ihanet etmemek için elinden geleni yapmış fakat aslında aşık olduğu kıza yeniden aşık olmuştu :)) Okuyunca anlarsınız işte :D
harika bir kitap daha bitirdim hiç tarzım olmayan bu tip kitapları bu kadar cok seveceğimi ve bu kadar kısa bir sürede okuyabileceğimi kim söylese inanmazdım
Yine hoş ve bolş, atıştırmalık okunacak kitaplardan.
Kendi kategorisinde fena olmadığı görüşündeyim, ama daha fazla puan vermek bir Vonnegut'a, Saramago'ya haksızlık olurdu.
güzel ve okunası bir hikaye konu ne kadar üvey anne 2 kızı ve bir balo ile başlasda modern sindrella severler kaçırmasın
benedict ve sophie kitaba başladıgım zaman başka bir külkedisi masalıyla karşılaşacagımı düşünsem de okudukca tamamen farklı bir hikaye oldugunu anladım aşk tutku şehvet ve ikilemler bu kitabı elimden bırakamadım daha güzeli olamazdı
Güzel bir kitap ancak serinin en iyi kitabı sayılmaz... Büyük kardeşler Antony ve Daphne 'nin hikayelerini daha çok beğendim.
Sophie Beckett annesi ölünce kont olan babası ile yaşamaya başlamıştır. Kont, onu kızı olarak kabul etmez. Herkes evlatlığı olarak bilir. Gerçekler bilinse de kimse bunu dile getirmez. Kont eğitim almasını sağlar ama asla kızı gibi davranıp sevgi göstermez. Kont evlenip eşi iki kızı ile eve yerleşince Sophie'nin hayatı tamamen değişmiş olur.
Kontes Sophie'den nefret ettiğinden kötü davranır hatta kızlarının da öyle davranmasını sağlar.
Kont ölünce de Sophie'nin hayatı daha zor bir hale gelir. Babası eşine ve onun kızlarına bir gelir bırakır ama Sophie bu kadar şanslı olmaz. Vasiyetine eklediği tek şey yirmi yaşına kadar evde kalmasına izin verirse eşinin alacağı paranın artacağıdır. Kontes de daha fazla para için Sophie'nin orada yaşamasına izin verir ama bir hizmetçi olarak.
Sophie yıllarca kontes ve kızlarının tüm kaprislerini çekip çalışır. Herkes gibi oda bir baloya gitmek isteyince hayatı tamamen değişir.
Violet Bridgerton'un düzenlediği maskeli baloya bir şekilde gitmeyi başarır. Kontes den önce eve dönebilmesi için de gece yarısına kadar vakti vardır.
Sophie baloya gider gitmez Benedict Bridgerton'la tanışır. Sophie'de Benedict'in hemen ilgisini çeker. Dans eder, konuşur, yakınlaşırlar ama her güzel şeyin bir sonu olduğundan gece yarısı olur ve Sophie gitmek zorunda kalır. Benedict'i elinde bir eldiven ile orada bırakır.
İkilinin yolları ayrılır. İki yıl sonra tekrar kesişene kadar. İkili birbirini unutmayıp hep düşünse de kavuşmak o kadar kolay olmaz.
Sophie evinden kovulduktan sonra hizmetçilik yaptığı evde evin oğlu tarafından tacize uğradığında Benedict'in onu kurtarması ile tekrar bir araya gelir ikili. Benedict yalnız bırakmayıp yardım eder ama Sophie'i tanımaz.
Sophie üzülse de bu durumdan bahsetmez çünkü kendisi bir hizmetçidir hiçbir şekilde araların da bir şey olamaz. Ama aşk engel tanımaz ve ikili uzun bir mücadeleden sonra nihayet kavuşur.
Serinin en sevdiğim kitabı. Benedict ve Sophie en sevdiğim ikili.
Sophie gerçekleri söylemedi, Benedict tanımadı diye uzun süre kızıp sinirlensem de o kadar sevimliler ki kitabı bırakamadan devam ettim.
Aile o kadar hoş ki o sevgileri, o tatlı atışmaları okumak çok eğlenceli.
Kitap tam bir Kül Kedisi Masalı beğenmemek mümkün değil.
Julia quinn'in Bridgerton serisinde beni en çok etkileyen kitap bu oldu desem yeridir. Kitap Benedict'i ve aşık olduğu Sophie'nin hikayesini anlatıyor.Çok güzeldi.
yazara ve bu türe ait okuduğum ilk kitaptı ama beklediğimden de iyi çıktı..çok sevdim..
İlk okuduğum tarihi kurgu değil ama bundan sonra sevdiğim bir tarz olduğu kanısına vardım. Kitap o kadar hoştu ki bitmesin diye yavaş yavaş okumaya çalıştım.
27.01.2021 Yorumu:
Kitabı ilk kez 10 sene önce okuyup çok sevmiştim ama saçma salak dizisi çıkana kadar 2. kez okumak aklımda değildi. Sanırım daha o zamanlarda tekrardan okuyunca kitabın büyüsünü kaybeceğimi hissetmişim ve günümüzdeki durumum ne yazık ki tahminlerimi doğru çıkardı.
Çok sevdiğim Benedict ne hatırladığım gibi tatlı ruhlu biriydi ne de aşık olunası. Çoğu okuyucunun dediği şekilde tatlı dilli ve sempatik tavırlı ama bir o kadar da zorba biridir Benedict gerçekte. Yine de Anthony gibi şımarık ve işe yaramaz ve o kadar mükemmel özellikleri olduğu söylenen fakat içinin aslında kof çıktığı Colin gibi olmadığı için şükredebiliriz.
Aklımdaki büyünün bozulmadığı tek kişi Sophie idi. Öncesinde de kırılganlığına rağmen güçlü duruşunu seviyordum, şimdi de öyle.
Ayrıca kitap, Bridgerton kardeşlerin annesi Violet'in varlığının işe yaradığı tek hikaye olma özelliğini de taşımaktadır. Hoş, Violet bu iyiliği oğlunu sevdiğinden değil, aksine başından def etmek için yapmıştır ama hayırlı bir sonuca evrilmiştir.
Son olarak yokları oynuyor dediğiniz canımın için Francesca bu kitapta diğer Bridgerton kızları kadar yer kaplamaktadır yani o kadar da görünmez biri değil kendisi. Tabi milletin ağzına baktığı için yazar da kendisini unuttuğu için seriye yeni başlayanların bu söylentiden etkilenmeleri normal.
Yaklaşık 10 sene öncenin yorumu:
Bridgerton serisinin en güzel romanıdır bence. Hikayenin yarısı Külkedisi masalından alıntılarla gidiyor ama o bölümlerde bile bir özgünlük kendini belli ediyor. Külkedisi hikayesinden sonra hikaye daha da güzelleşiyor. Sophie'nin sakar halleri kadar göründüğü gibi saf olmaması, çektiği acılar, Benedict'e duyduğu büyük sevgi beni çok etkilemiştir. Ve Benedict Bridgerton... O nasıl bir adamdır! 3 sene boyunca sevdiği kadının peşinden koşan, sanatçı ruhuna sahip, çapkınlığı tamamen geride bırakan, erkek kardeşleri arasında en olgun olan aşık olunası,canımın içi!! En sevdiğim Bridgerton o oldu benim için. Sonlara doğru Benedict gerçeği tesadüf sonucu öğrenince Sophie'yle tartışmaları çok üzücüydü ama tatlıya bağlandı.
Ah o Sophie'nin üvey annesi yok mu? İnanın Külkedisi üvey annesinden bu kadar çekmemiştir. Sonunda hak ettiğini buldu ama geberisice.
Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü'nden sonra sevdiğim 2.romandır. Mutlaka okunmalı okutturulmalıdır.