Türkiye’de her on kişiden biri hayatının bir dönemini sosyal fobik olarak geçiriyor.
Topluluk önünde konuşamama, kalabalık ortamlarda el titremesi, terleme, telefonla konuşmadan önce stres yaşama gibi birçok belirgin özelliğe sahip sosyal fobi Türkiye’de ergenlikten itibaren çok sık görünüyor. Üstelik bu durum ülkemizde kişilik özelliği veya ağırbaşlılık olarak algılandığı için tedaviye de gidilmiyor.
Sosyal fobi konusunda bilgi sahibi olmak için baktığınız yer her ne olursa olsun başvurulacak en iyi kaynaklardan biri Yıldız Burkovik’in kitabı. Yıldız Burkovik kendisi de geçmişte sosyal fobik olan bir uzman psikolog. Bu durumu bizzat yaşadığı için sosyal fobi konusunda şikayetleri olanları çok daha iyi anlayabiliyor. Kitap geçmişte yaşayan lider, felsefeci vb insanların aforizmalarını da barındırıyor. Ayrıca kitabın içinde konuyla bütünlük sağlayan birçok hikayeyi de paylaşıyor Yıldız Burkovik.
Hem Yıldız Burkovik’in daha önce sosyal fobi geçmişinin olması hem de bazı sosyal fobik örnekleri vermesi açısından kendisinin de bir sosyal fobik olduğunu düşünenler, Burkovik’in bir uzman psikolog olması açısından psikolojik danışman, psikolog ve konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler, kitabın sonunda da bir psikiyatrın yazdığı bölümlerle psikiyatrlar ve tıp öğrencilerinin başvurabileceği geniş çaplı bir kaynak. Ayrıca kitabın sonunda anlık depresyon, genel depresyon, sosyal fobi ölçeği gibi testler ve yönergeleri de sunulmuş.
Kitabın en ilgi çekici noktalarından biri daha öncede belirttiğim gibi Burkovik’in kitabını hikayeler ile süslemesi, benim en ilgimi çeken hikayeyi buradan paylaşmak istiyorum:
Bir gün büyük bir kedi kendi kuyruğunu kovalayan küçük bir kedi görmüş ve sormuş:
‘’Neden kuyruğunu kovalıyorsun?’’
Yavru kedi yanıt vermiş:
‘’Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğunda kuyruğun olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum. Yakaladığımda mutluluğa ulaşacağım.’’
Bunun üzerine yaşlı kedi şöyle yanıt vermiş:
‘’Gençken bende evrenin sorunlarına ilgi duymuş, sonunda mutluluğun kuyruğunda gizli olduğuna karar vermiştim. Ama şunu farkettim: ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi işime baksam hep peşimden geliyor.