Devamı olsa severek okunacak bir seri olmuş. Şurimşine'nin devamı olan Şurina da büyük bir zevkle ve heyecanla diyorum çünkü ; kitabın konusundaki akış polisiye filmleri aratmayacak sahneleriyle müthişti doğrusu. En çok sevdiğim ve beğendiğim ise kurgulanan Karadeniz ailesi tam olarak gerçek Karadeniz aile yapısını yansıtmasıydı. Bayıldım vesselam. Sina , zavallım başına gelmeyen kalmadı bu kitapta da , ama yine her zamanki gibi Deniz , tabiri caizse yorulduğu yerde han kurdu kendisine ve tarifsiz mutlu sona ulaşmayı başardılar. Kitapta ayrıca dayanamayıp gözyaşlarımı tutamadığım Gülistan Hanım'ın son demleri vardı ki eminim okuyanlar benimle aynı fikri paylaşacaktır. Emir Emre'yi okur olarak çok sevdim. Aslında tüm karakterlerin yazar olarak hakkını vermiş Gülsen Kılıçaslan. Öyle ki karakterleri tanıyormuş hissini uyandırıyor okurda. Bir de yazarın olayların ve konuların geçtiği mekanları harika betimlemesi taktire şayandı. Gidip görmek , gezmek geldi içimden. Hiç bir yazım , imla eksiği fark etmedim ve bu da Nemesis'in harika bir kalitede basım yaptığını gösterir. Belirtmeden geçemeyeceğim, kitap her yaşa öyle güzel hitap ediyor ki on beş yaşındaki kızıma da rahatlıkla tavsiye ederim elli beş yaşındaki anneme de .... :) :)
o evlilik olacak o kadar kardeşim ;)
aslında çok severim yazarimizi ama çok garip geldi ikinci kitap çünkü heep bir beklenti ne zaman yakalanacak ne zaman kim öğrenecek ,ama bundan çok denizin dedesi ve annesi sebanurun öğrenmesine takıldım ve kusmesine .biraz kafam oraya takılınca pek veremedim kendimi sanki .