Kitapta kendimle özdeşleştirdiğim bir karakter olması dolayısıyla çok heycanlanarak okuduğum keşke bu kadar ince olmasaydı bitmeseydi dediğim bir roman.Ahmet Altan'ın romanlatını zaten hep akıcı bulurdum bu ayrı bir akıcı geldi
Küçük yaşta okuduğum ve ismini ve yazarını bir türlü hatırlayamadığım ama onun dışında her şeyi hatırladığım kitaptı. Çok etkilenmiştim yalnızlığından.
Yanlızca bu çiçekler hep bir yerlere gidecekmiş gibi azade ve özgür duruyorlar, ama küçük bir havuzun içinde bir yere gitmeden yaşıyorlardı. hayat da böyle bir şeydi benim için; hep bir yerlere gidecek gibi duran,yanlız ve bir yerlere gitmeyen bir çiçek. bütün bir hayatın özeti buydu. ben de bir yere bağlanmadım ve bir yere de gitmedim;öyle solgun bir nilüfer gibi bir havuzun içinde yanlız başıma durdum,köklerimi salamadım,ne olduğum yere sağlamca yerleştim,ne de başka diyarlara kaçabildim,içinde durduğum havuzla birlikte kirlenip eskidim.bana bakanlar,beni seyredenler oldu ama kimse yakasına takmadı beni,kimse odasına koymadı,kimse beni sulayıp büyütmek için uğraşmadı,onlara ihtiyacım olmadığını,havuzda tek başıma yüzebileceğimi düşündüler,ben de yüzdüm,kederi,yanlızlığı,kirlenmeyi öğrendim ve hayata benzedim.
Ne garip,başka bir şey olmak da istemedim, beni beğenmeleri yetti bana..
Bana İlk Hediye edilen Roman...
Aldatmak'tan bir tık aşağıda, ancak kalite olarak üst düzey bir roman. Bu da akıcı, bu da bazı şeyleri güzel hissettiriyor. Okunması lazım, Ahmet Altan muhakkak ki insan ilişkilerini çok iyi biliyor.
Küçük bir rastlantıyla elime geçen kitabı çok beğendim kitap erkek bir yazar üstünden kadın erkek ilişkilerini çok iyi anlatıyor ikili ilişkiler terkedilme yalnızlık korku kıskançlık ve seks konularını çok iyi irdeliyor! Ve ders niteliğinde sözleriyle ortaya muazzam bir eser çıkmış!