İlk Thomas Hardy romanım ve kesinlikle sonuncusu olmayacak.Konu aşk aslında. Üstelik o dönemdeki aşk. 1800'lü yıllardayız. Kadın erkek ilişkileri,toplumun kadına bakış açısı...
Normal şartlar altında basit bir aşk hikayesi diyebilirsiniz ancak işleniş tarzı ve acaba bir sonraki sayfada ne olacak sorusu bu kalın kitabı size okutturuyor , uzun bir süre Tess hakkında düşünmenize sebep oluyor.Hatta sonlara doğru Tess'in uğradığı haksızlıklar baş ağrılarına sebep olabiliyor.
Martı Yayınlarından okuduğum kitabın çevirisinde sorunlar var.Yine de bu kitaptan kopmanıza engel değil.
Geçen sene İngilizce hazırlıkta bu kitabın BBC yapımının ufak bir kısmını izlemiştik. O ufak kısmın beni etkilemesi sonucu kitabı almış oldum.
Büyük bir hevesle başladığım kitap ne yazık ki beni pek tatmin etmedi. Sıkıntımı anlatmak için hafiften spoilere girmek zorundayım.
İlk olarak kitabın çevirisinden başlamak istiyorum. Martı'nın, Tess çevirisi başarısızdı. Çoğu yerde tırnak içine alınması gereken kısımlar alınmamıştı.
Spoiler: Kitabın başlarını biraz geçtikten sonra Tess'in hamile olduğunu öğrendim fakat bu kız hangi ara baştan çıktı, kim tarafından baştan çıkarıldı sorusunu sordum kendime. Bence ya çevirmen kitaba sansür uygulamış ya da yazar o kısmı atlayıp nasıl olsa okuyucu anlar demiş.
Çoğu kişinin aksine ben Tess'i çok sevdim. Onun naifliği ve saflığı beni baya etkiledi. Ne yazık ki ailesi için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Hepsi uyuz -_- .
Aslında kitabın konusu ve kitap boyunca yaşananlar tam benim okuyabileceğim tarzdaydı. Kitap bir nevi benim istediğim tarzda bitti. O yönden yazarın kurgu kısmını başarılı buldum. Fakat Tess'i okuyan çoğu kişiye de katılıyorum. Maalesef yazarın dili sıkıcıydı. Karamsar havadan ziyade bazı yerlerde betimlemelerin fazlalığı ve çoğu yazılmasa da olurmuş denen eylemlerden dolayı kitabı yarım bıraktım. Böylece ilk kez bir kitabın özetini okuyarak bitirmiş oldum. En fazla 400 sayfalık bir kurgu vardı bence.
http://belleninkutuphanesi.blogspot.com.tr/2016/04/tess-yorum.html