Bir günde başlayıp bitirdiğim kitap konusu gereği hızlı okunabilen ve sıkmayan bir kitap oldu benim için. Yalnız olaylar arası geçişler öylesine hızlı ve yüzeyseldi ki anlatılmak istenen olayın veya konunun tam olarak hissedemeden hemen başka bir sürece geçiyorsunuz. E tabi bu da biraz okurun okuma hevesini biraz havada bırakıyor doğrusu. Kitap konu olarak aşireti, berdeli ve töreleri içerse de anlatım bana göre biraz daha derinleştirerek olmuş olsaydı tadından geçilmezdi diye düşünüyorum. Berdel gereği evlenmek zorunda kalan Selim ve Masal'ın aşka dönüşen mutlu evliliğini ve yaşantısını konu alan kitap meraklılarına tavsiye edilir.
"Hayat çok tuhaftı, ufkunun neresi olduğunu bilemediğimiz bir deniz gibi." ~
Töre bitti! Bence çerezlik kitaplardan biriydi. Sabah oturup akşama kadar bitirebileceğiniz tarzda. İsmine ve konusuna bakınca çok ağır bir kitap olduğunu düşünebilirsiniz -benim gibi- ama o ağır konuyu hafif bir şekilde işlemiş yazar.
Konusunu kısaca şöyle özetleyebilirim: Masal kafa dağıtmak için gittiği mini tatilinde ailesinin geri kalanı gibi Urfa'da yaşayan ablasından bir telefon alır ve abisinin sevdiği kızı kaçırırken aşiret üyelerine yakalandığını öğrenir. Çoğumuz bunun ne demek olduğunu gerek izlediğimiz haberlerden gerekse okuduğumuz gazetelerden biliyoruz zaten. Ve Masal da abisinin ölmesine izin veremeyeceği için berdel yapılmasını kabul ediyor. Olaylar da böyle başlıyor.
İkinci bölümden olayların az çok nereye ve nasıl varacağını tahmin edebiliyorsunuz. Bence kitap daha uzun olabilirdi bazı olaylar çok hızlı geçilmişti. Ve yazarın anlattığı şekliyle daha "modern bir Doğu" vardı. Yani bizim bildiğimiz töre baya baya basite indirgenmişti. Zaten tanıtım yazısında da bambaşka bir gözle baktığını dile getiriyor yazar.
Kısacası, öyle aman aman bir kitap değildi. Yazarın kendisini geliştirmesi de gerekiyor ama verdiği mesaj ve yazılma amacı son derece harika olan bir kitaptı.