Dream Catcher serisinin 2. kitabını da bitirmiş bulunuyorum. Bence ilkinden çok daha güzeldi ve sanırım giderek güzelleşen serilerden. Tabi ki bundan ilk kitap kötüydü gibi bir anlam çıkmasın, bazı açılardan daha çok güzelleşmiş.
İlk kitapta Janie'nin durumuna daha çok yoğunlaşmıştı. Eh giriş kitabı olur o kadar. Bu kitapta ise Janie'nin yeteneğinin gizli sırlarını keşfetmesi anlatılırken, aynı zamanda bunu yararlı amaçlar için kullanmaya başlaması var. Cabel gibi o da devlet için gizli görevde çalışmaya başlıyor ve okulundaki bazı durumları araştırıyor. Sonunda bu olaylarla ilgili kısım süperdi. Heyecandan yüreğime inecekti. Bir yandan zavallı kızların başına gelenler midemi bulandırdı (Okuyunca anlayacaksınız) bir yandan da Janie'nin akıbeti tırnaklarımı kemirmeme sebep oldu.
Bu heyecanlar dışında Janie'nin Rüya Yakalayıcı olarak muhtemelen geleceği ile ilgili öğrendikleri vardı ki çok şaşırtıcı ve üzücüydü. Neyse ki Janie sevdiğim tarzda kızlardan olduğu için üstesinden çabuk geldi.
Ve bu seride sevdiğim diğer konu Cabel. Mıçmıç olmayan çok duru bir aşk hoşunuza giderse bu ikiliyi de seveceksiniz. Cabel kendi hayaletleriyle savaşan arada manyasa da okumaktan zevk aldığım, çok normal, çok aşık bir karakter.
Bir çok okuyucuyu kaçıran anlatım tarzı ise beni rahatsız etmiyor. Giderek daha fazla alışıyorum. Sanki bir tiyatro metni gibi geliyor okurken. Ayrıntı ve betimlemelerle boğmayan iş bitirici bir anlatım. Ki ben kısa cümlelerden hiç hoşlanmam ama bu şekilde olunca sırıtmıyor. Sırf yazmak için, sayfalar dolsun diye yazılmadığı çok aşikar.
Eksikleriyle güzellikleriyle hoşuma giden serinin son kitabı kaldı. Janie mezun oldu yani beni daha çok meraklandıran bir yerde bitti. Umarım bir kaç yıl sonrasına da yer verir 3. kitapta.
Ve filmi çekilecekmiş sanırım. Miley Cyrus oynayacak ise eğer açın camı atlayacağım :(