Türk Demokrasi Tarihinde Vatan Cephesi

En Son Değerlendirmeler

8 puan

Kitabı aslında "vatan cephesine farklı bir bakış" cümlesine bakarak aldım. Umduğum buldum mu? Çoğu kez evet diyebilirim. Vatan Cephesi için aklımda olan iki kitaptan biriydi. Diğeri "Yassıada Zabıtları Vatan Cephesi" idi. Kitap Türkiye'nin hatta Osmanlı'nın demokrasi tarihinden itibaren tarihimizdeki demokrasi gelişimini ve kutuplaşmaları ele alarak başlıyor. Mustafa Kemal ve İnönü derken çoklu parti sistemimize değiniliyor. Buraya kadar kitabın akademik bir dille yazıldığını ve bitaraf olunacağını tahmin etmiştim ama bazı noktalarda bunları göremedim. Benim naçizane yazara katılmadığım konular var. Mesela İnönü'nün çoklu parti sistemine girişi bir destansı geldi bana. Halbuki mevcut şartlarda Türkiye ekonomik olarak bir buhranda ve Rus tehdiddi altındaydı. BM şemsiyesinin altına girmesi için Türkiye'nin biraz terlemesi gerekiyordu. 1946 San Fransisko konferasında dikta ve tek adam rejimi benimsenmiyor, aksine demokratik rejim övülüyordu. Türkiye San Fransisko kararlarından sonra apar topar çoklu partiye dönüş yaptı. Yaptı çünkü yapmasaydı Rus tehdidi zirveye çıkacaktı. Burada yazarla aynı fikirde değilim. Gelelim 2. ayrı düştüğüm noktaya. 1957 seçimlerinde sayım konusunda bir hile yoktur. Bu konuda çok durdu yazar ama 1946 seçimlerinin fecaat olduğunu üstün körü geçti. Halbuki "açık oy gizli tasnif" Türk demokrasi tarihinin yüz karası bir olayıdır. 57 seçimlerinde radyonun erken sonuçları açıklamasının bir hile olduğu belirtiliyor. Halbuki seçime katılım oranına bakılırsa %75 gibi düşük bir oran görülecektir. Bu radyodan sonuçların açıklanması belkide DP aleyhinde cereyen etti. Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Yazar Yassıada duruşmalarını fevkalede güzel analiz etmiş ve okuruna sunmuş. Bu kısma hayran kaldım. Birde Eti Ocağı olayı var ki müthiş vizyon. Bunuda yazar sayesinde öğrendim. Genel itibariyle okumaktan zevk aldığım bir eser olmuş.

geri ileri