Çok akıcı ve maceralı bir kitap, herkese okumasını tavsiye ederim ama kısaltılmamış, çocuklar için yeniden düzenlenmemiş,Tercihen İş Bankası Yayınları tam metin olmalı. Aksi takdirde al üç silahşör varmış oldu bitti modu olacaktır.
Bu kitabı, yazarın diğer kitabı olan monte kristo kontundaki başarısından ve çok popüler olan atos-portos-aramis-dartanyan dörtlüsünün hikatyesini merak etmemden dolayı okudum.
Öncelikle kitabın dili çok akıcı, kitap uzun olmasına rağmen sıkmıyor, uzunluğunu hissettirmiyor.
Ancak hikayeye baktığımda kitabın bu kadar uzun olmasını gerektirecek bir kurgu bulamadım. Belki de bu beklentimi yüksek tutmandan dolayı oldu.
Ana karakterlerden bazılarının ise varlığı ile yokluğu bir olmuş, hiç bir katkıları yok olaylara.
Sanki yazarın çıraklık eseri gibi duruyor. Ama yazar Dumas olunca çıraklık eseri bile ortalamanın çok üstüne çıkmış.
Athos, Porthos, Aramis ve genç arkadaşları D' Artagnan... Öncelikle, kulak aşinalığından olsa gerek, hepimize doğru gelen ama aslında yanlış bir çevirinin ürünü olan üç silahşörler ismi, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi ile düzeltilmiş ve kitabın adı Üç Silahşör olmuştur. İngilizcedeki çoğul s takısı yüzünden böyle bir çeviri durumu oluşmuş ve yerleşmiş olsa gerek, neyse ki düzeltildi. Hıncal Uluç ya da Mehmet Yılmaz yazmıştı diye anımsıyorum: ''nasıl ki beş yumurtalar denmiyorsa üç silahşörler de denemez'' İlk okuduğumda travmatik bir etki yapmadı değil bu düzeltme bünyemde.
Defalarca kez dilimize çevrilen, sinemaya uyarlanan bir hikaye zaten. Tabii bu çevirilerin çoğu hikayenin özeti bile olamayacak kadar kısaltılmış, sığ çeviriler. Ben, ortaokuldan beri sanırım 4 5 farklı versiyonunu okumuşumdur bu hikayenin ve hemen hemen hepsinde farklıydı yaşanan olaylar. Bazısı D' Artagnan' in üç silahşör arasına nasıl katıldığına odaklanırken bazısı direkt dörtlü olarak başlatıyordu olaylar silsilesini. Bazı büyük romanlarda var bu maalesef. Mesela Savaş ve Barış' ı ben okumadım, bir 10 yıl daha da okumam. 2000 sayfa kitap okunur mu lan? Ama 400 sayfalık versiyonunu okuyup Savaş ve Barış' ı okudum diyen insanlar görüyorum. Tercihtir, beni ilgilendirmez çok fazla, bana nasıl okumazsın ya demedikleri sürece ilgilendirmez yani. Kitaba dönelim;
Kitabın açıklamalarında da görüleceği üzere 16. 17. yy. Fransa' sına siyasi hayatına ışık tutan bir roman olduğu söylenmekle- Dumas' nın diğer kitaplarıyla birlikte- beraber, dönemin olaylarını çok çarpıtarak anlattığı söylenmektedir. Nitekim Dumas da ''tarihe tecavüz ettiğimi söylediler ama çok güzel çocuklar doğdu''(Kaynak Vikipedia-NTV Tarih-Mayıs 2011) diyerek bu iddiaları kabul etmiştir. Zaten adam roman yazıyor sonuçta, dilediği gibi kurgular kime ne! Dört ana karakterimizin bir dolu macerasını okuyoruz kitap boyunca ancak kitabın asıl hikayesini Athos' un geçmişi ile D' Artagnan' ın geleceği oluşturuyor. Cesur, zeki, maceraperest ve iyi kılıç kullanan D' Artagnan ünlü bir silahşör olmak için şehre geliyor ve bambaşka karakterlere, hayallere sahip 3 kafadarın arasına katılıyor. Olaylar da bundan sonra başlıyor. Şu oluyor, bu oluyor demeyeceğim, pek çok şey oluyor ama asıl hikayeyi oluşturan olay tek.
Aşk, kavga, entrika, vatan sevgisi, ihanet ve şarap dolu bir hikaye...