Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sadece elime alıp yazar hakkında fikir edineyim diye 1-2 sayfa okumak için açmıştım. Sonra bi bakmışım kitap bitmiş! Ayy ne güzeldii. Tam dizi tadında.. Bayıldımm!
Olaylar hızlı geliyordu. Bence bu özelliği güzeldi. Sıkmıyordu insanı.Konuya gelecek olursam ;
Billie çöl fırtınasında kalır ve o sırada yanında biri daha vardır. Bizimm yakışıklı mı yakışıklı David'imiz. Tabii bizim kızımızın cipi de yarım mil ötede. Kum fırtınası geçer gider,kızımız Davidle birlikte gider ve başlasın eğlence dolu dakikalar. Allahım hala bu kitabı bu kadar beklettiğime inanamıyorum. Harikaydı...
Lisan'ı -David'i- çok beğendim.
Yasminn ah bu kadına bayıldım..Ne acılar atlatmış canım...
Karim bu adamm çok sert! ama bi okadar da iyi...
Size bir alıntı :
''Eğer sadece bir şans verirsen sevgi nereye dikersen dik büyüyecektir.Ama ona bir şans vermen gerekir. Gitmene izin vermezdim,biliyorsun. Peşinden geliyordum.Hayatında bundan önce yer almış kişiler gitmene izin vermiş olabilirler ama ben vermem. Hiç bir zaman. Eğer benimle kalmayacaksan bende seninle gelirim,bir derviş gibi peşine düşerim,sırtımda gitarını taşırım. Napa Vadisinde seninle birlikte üzüm toplarım,Samoa da inci yakalamak için dalarım ya da Nassau da birlikte turistler için hasırdan sepetler yaparız.'' David'in safir gözleri bir akkor gibi sıcacık parıldıyordu. ''Birlikte yaşarız,birlikte çalışırız,birlikte severiz. Ve son ne olur biliyor musun?Bir gün nihayet kök saldığını görürsün dağ lalem. Ben senin köklerin olurum,tıpkı senin de benim köklerim olduğum gibi. Köklerimiz birbirine geçer ve yılla geçtikçe daha da güçlü büyüyüp serpiliriz''
Bu kitap kaçmazz arkadaşlar...Hemencecik okuyun. sakın bekletmeyin... :)
Tam bır Beyaz Dizi tadında bır romandı. Özellıkle kitabın erkek kahramanı gerçek olamayacak kadar mükemmel ötesi bir erkekti. Bu yazarın kitabını ilk defa okuyorum. Sanırım diger kitaplarını da okuyacagım.
http://bayansafirmavi.blogspot.com/2015/02/kitap-yorumu-ufka-dokunmak-iris-johansen.html
Yazar beni hayal kırıklığına uğrattı. Konu çok güzel olmasına rağmen basit karakterleri ile okurken çok zorlanmama sebep oldu. Karakterleri anında dip dibe getirdi, zaten çifti de anlamak mümkün değil, kullanılan bazı tabirler abes ve komikti. tek iyi yanı akıcı olması. Onun dışında bomboş. Harlequin tadında olsa da ne kadar güzel harlequinler okudum onlara haksızlık edemem ve bu kitabı o yüzden hoş görebilemedim.
Billie Callahan yetiştirme yurdunda büyümüştür. Kafasına bir şey takmadan sürekli bir yerlere gitmiş, bazen bir yerlerde geçici bir süreliğine kalmıştır. Kalıcı olmayan ilişkiler kurmuş, ilişkilerinin hiçbiri onu etkilememiştir. Bir macera filminde başrol oynamak için Sendikhan'a gider. Kötü bir oyuncu olduğunu düşünür bu yüzden bu hayatı boyunca yapacağı tek film olacaktır. Filmde oynamayı Sendikhan'a bedava seyahat yapma şansı verdiği için kabul etmiştir. Yeni yerlere gitmeyi sever. Sendikhnan Çölünün ortasında Zalandan'a giderken yolda cipi bozulur. Oraya son birkaç haftadır ayrılmaz ikili olduğu arkadaşı Yusuf'u eve götürüp ailesine bırakmak için gitmiştir. Dönerken kum fırtınası başlar ve berbat bir durumda kalır. Siyah bir atın üzerinde beyaz elbiseli bir adam gelir yardımına. Kendinden başka kimseye güvenemeyeceğini bununda üstesinden gelebileceğini düşünse de adam yanına gelir ve korunak bulmalarını sağlar. Tonlarca kumu kaldırabilecek bir fırtına vardır. Kumdan korunabilmeleri için Billie'nin üzerine uzanıp uzun giysisi ile üzerlerini kapatır. Böylece ikili tanışmış olur.
David Bradford okuldayken algının kapılarını açtığı söylenen haplardan denemiş ve haplar neredeyse onu bitkisel hayatın eşiğine getirmiştir. Yıllarca bir çocuk gibi olmuştur. Dört buçuk yıl öncede Sendikhan'a getirilmiştir. Dünyanın dört bir yanından doktorlar getirilmiş ve zekasını kazanmaya başlamıştır. Üzerinde o çocuksu saflık ve masumiyet devam ediyordur. Çok sevilen biridir ve orada insanlar ona tapar.
Billie hayatında David kadar güzel bir erkek hatta insan bile görmemiştir. Muhteşem bir güzelliği olduğunu düşünür. Olağanüstüdür. David güçlü, dayanıklı, güzel bulduğu Billie'i dağ lalesine benzetir. Onun ölmesine izin vermeyecektir ve yaşadığı uzun yıllar süresince Billie'i hep koruyacaktır. O tepede Billie'i görene kadar ne istediğini bulamamıştır. Billie'i görür görmez tamamlanmış hisseder. Billie'i evine götürür ve kendisi ile bağ kurabilmesi için zamana ihtiyacı olduğunu bildiğinden orada kalmasını sağlar. Tabi problemler yaşanır ama sonunda sevgi ve bağlanmaktan kaçan Billie en sonunda ufka ulaşır.
Aslında güzel bir konusu vardı ama gereksiz özlü söz tadında konuşmalar vardı.