Bulgakov'un Usta ile Marggarita'sını okuduktan sonra,Sovyetleri birbirine katan şeytanın şu anda Türkiyede gezindiği kesin,hatta geçenlerde ki "kedi" olayı bunun en güzel kanıtı...
Mihail Bulgakov'un en iyi romanı. Mükemmel bir kurgu. Müthiş bir olaylar silsilesi. Yer yer sıkan bölümler olsa da geneli itibariyle harika bir kitap.
Şeytan bir gün Woland'in kılığında Moskova'ya gelir ve curcuna başlar. İlginç olaylar , cinayetler , sıradışı hikayeler birbirini izler , şehir karışır. Şeytan ve çetesi fazla mesai yapmaktadır.
Dili sade , insanı merakta bırakan bir anlatım ile kitap beni kendisine cekti.
Yer yer sıktığı da oldu ama 570 sayfalık bir kitabın bütününe akıcılık vermek hem de bu denli çılgınca bir kurguda mümkün olmaz zaten. O nasıl bir şeytan tasviridir.
Bulgakov yeteneği , Bulgakov profili bu kitap ile yeterince şekillendi benle.
Şimdiden okuyacaklar kendilerini şanslı hissedebilir.
Mihail Bulgakov'un bu eseri için Stalin ve komünizm parodisi dense de daha çok kendi yaşadığı sanat çevrelerine yönelik bir kara mizah romanı diyebilirim. Yine de eksik kalır gibi bu şekilde, zira olağanüstüyü belirten tasvirler, Usta ve Margarita'nın aşkı ve en çok da Şeytan'ın alışılageldik kalıpların dışına çıkarak şaşırtıcı bir anlayışla okurla buluştuğunu görüyorsunuz. Evet, Bulgakov'un bu eseriyle Şeytan'a sempati duyabilirsiniz', hele hele yardımcılarının tavırlarıyla okuma sırasında kahkaha atabilirsiniz.