200 sayfada anlatılacak bir konu 550 sayfaya yayılırsa böyle oluyormuş... ne yazık ki keçiboynuzu gibi bir kitap; ne gizemi gizem, ne aşkı aşk... buket hanım roman yerine ekoloji ders kitabı yazsa daha iyiymiş. karakterler, muhabbetler samimiyetsiz geldi, kitap bir türlü beni içine alamadı. tek iyi yanı, leblebiden ibaret bildiğim çorum'u merak ettirmesi, yazılıkaya ve çorum müzesini gezilecekler, lengerde keşkek ve iskilip kebabını denenecekler listeme yazdırması oldu. vaktiniz bolsa okuyunuz.
Hititlerin büyük tarihi mirasının üzerinde kurulmuş olan Çorum'a ziyarete gelen gazeteci Defne Kaman küçüklüğünden beri tanıdığı Karaca'nın tarihi eser kaçakçıları ile başının derde girdiğini öğrenir. Karaca teknoloji ile arası çok iyi, okuyan araştıran fakat babasıyla sorunlarını halledemeyen, annesiz büyüyen bir gençtir. Defne ve Karaca'nın ortadan kaybolmasıyla bir Kam ve eczacı olan anane Umay Bayülgen şehre gelir. Çorum topraklarındaki tarihin, efsanelerin, hikayelerin öncülüğünde kayıplar aranmaya başlanır. Kitapta Hitit tarihi, tanrıları, Türk mitolojisi, Geyiklerin Türklerdeki anlamı yeri ve 'TOPRAK' üzerine çok çeşitli ve güzel anekdotlar bulunuyor.