Başlarda çok eğlenceli ve güzel bir girişi vardı ama ilerledikçe o havasını kaybetti.Tam çok fazla rutinleşti dediğim anda ise harika bir sona imza attı =)
Çok sürükleyiciydi hiç sıkılmadım okurken hatta ne zaman başladım ne zaman bitirdim farkına varmadım kafa dağıtmak için birebir ama bazı şeyler yeterli gelmedi hani bazı kitapları bitirince bir eksiklik hissedersiniz,bir boşluk o duygu yoktu maalesef ama son zamanlarda okuduğum en sürükleyici romanlardandı
Kesinlike etkilenerek ve şaşırarak okuduğum bi kitaptı. Benim İskoç barbarlarına olan zaafımdanmıdır bilmem ben çok sevdim :)
Hem tarihi öğeler ile dolu hemde oldukça akıcı bir şekilde dile alınmış. Okumanızı tavsiye ederim.
Yapılan yorumlarla açıkçası gözüm korkmadı değil. Arka kapak yazısı o kadar da güzel değildi ve bende paramın boşa gittiğini düşündüm. Ama her kuruşuna değdi. Okuduğum en iyi İskoç-İngiliz romanlarındandı. 10 puanı hak etti
Kütüphanem de uzun süre bekleyen ve gerilere attığım kitaplardan biriydi. Evet , belki kötü olduğunu düşündüğüm için geri plana attım ama iyi ki atmışım çünkü kıtlık zamanlarıma harika , ilaç gibi gelmişti. Başarılı bir roman ve çok tatlı karakterlere sahip.
Konu güzeldi ancak çevirilerdeki hatalar ve bazı cümlelerin kuruluşlarındaki hatalar anlamayı zorlaştırdığından bazı yerleri iki sefer okumak zorunda kalınıyor. Bu yüzden yazarın kalemi hakkında yorum yapmak zor oluyor. Ama genel anlamda bakıldığında konusu güzel ve historical romance severlerin zevkle okuyacağı bir konu.
Okumazsanız çok eksiklik hissetmezsiniz ama yine de tercih sizin :)
Bana göre değildi. Normalde tarihi aşk romanlarına bayılırım ama bu kitap beni sarmadı. Sanırım bir çok yer de olan çeviri hataları yüzündendi odaklanamamam.
Kenric of Montague Galler Kasabı cesur korkulan bir savaşçıdır. Turnuvalarda yenilmez bir şövalye olduğunu göstermiş daha sonra Haçlı Seferlerinde korkusuz bir savaşçı olarak öne çıkıp ün kazanmıştır. Galler'e karşı yapılan savaştan sonra adı efsaneye dönüşmüştür. Kahramanlık hikayelerini kanla yazmıştır.Yüreğinde ölüm korkusu taşımaz.Hayatının son üç yılında her gün Azraille karşı karşıya gelmiş,ölümle defalarca yüzleşmiştir. Mükemmel bir savaşçıda olması gereken her özelliğe sahiptir.Ayrıca taşlaşmış bir kalbi de vardır.Babası bile onun soysuz ve şeytanın evladı olduğunu düşünür. Bu yüzden baron unvanını, mirasını küçük oğluna bırakıp onu öldürmeye çalışmıştır. Sevgisiz büyüyen biridir. Kral Tess Remington ile evlenmesini istediğinden bu emri kabul eder.
Tess Remington üvey babasından kaçmıştır. Bu soğuk kanlı katil babasının şüpheli ölümünden bir hafta sonra annesiyle evlenmiştir.Babasının ölümünden bir ay sonrada annesi kalenin merdivenlerinden düşerek ölmüştür. Bu olaydan önce herkes barones olan annesinin kilise ve kraldan evliliğinin iptali için talepte bulunacağını biliyordu.Üvey babası ve kardeşi ile zor bir hayatı olmuştur. Remmington Kalesinin gerçek varisidir. Varis olarak uzak bir sığınakta beş yıldır kilitliyken üvey babası kalenin lordu olmuştur.Varis olduğu için mirasa sahip olabilsinler diye işkencelere maruz kalmıştır. Hatta üvey babası kaleye sahip olabilmek için onu oğlu ile evlendirmek ister. Rahibe olmak için kaçıp amcası ile kiliseye gider fakat evlenmek için getirildiğini öğrenir. Kral evleneceği kişiyi seçmiştir. Üvey babası gibi birini devre dışı bırakabilecek tek savaşçıyı seçmiştir. Montague Baronunu Galler Kasabını seçmiştir. Tess önce evliliği istemez böyle bir kaderi hak etmek için ne yapmış olabileceğini düşünür. Fakat iblise benzettiği kasap elinde ki en iyi seçenektir. Ayrıca üvey babasından kaçtığı gibi ondanda kaçabileceğini,krala ulaşıp manastıra kapanma fikrini söylerse evliliği bozdurabileceğini düşünür ve evlenir. Böylece hayatı tamamen değişir.
Kenric'in şişman sandığı gelininin pelerininin altında içleri giysiyle doldurulmuş çuvallar vardır. Yüzünü görünce de dizlerinin bağı çözülür.Yalnızca kör bir adam Tess'e güzel diyebilirdi hayallerininde ötesinde güzeldi. Bu yüzden manastıra yemin etmek isteyen Tess'in edeceği tek yeminin evlilik yemini olduğunu söyler ve evlenirler. Tess'in ömrü boyunca aradığı tek şey güvende olmaktır. Tüm İngiltere'de zulmüyle tanınan adam ona ihtiyacı olan güveni verir.
Kitabı okumaya başlamadan önce yorumları okudum beğenenin de beğenmeyenin de çok olduğunu görünce en iyisinin yoruma aldanmayıp okumak olduğuna karar verip okudum en iyisini yaptığımı düşünüyorum. Güzeldi çok beğendim kitabı. Güldüğüm çok yer oldu.Kitapta kadın karakter Tess'in yeteneği vardı daha önce yeteneği olan bir karakter olmamıştı ben okumamıştım buda kitaba daha da bağlanmamı sağladı,merakım arttı.
Tess' in sürekli kaçmaya çalışması beni deli etti.Sonun da Galler Kasabının deli gibi aşık olmasını da okumak ayrı bir güzeldi. İkiliyi okumak zevkliydi tavsiye edilir.
Hakettiği yorumları almadığını düşündüğüm bir kitap oldu ben çok beğenerek okudum özellikle sonu 👍hayatlarının 5 yıl sonrasını okumak çok keyifliydi
İslenisi gayet güzeldi. Bazı yerlerde çeviri hatası veya yazardan kaynaklı olarak fazlaca tekrar vardı ama beni rahatsız etmedi.
Julie Garwood'un Yazgı romani sahnelerinden de bir dolu etkilesim mevcuttu. Şu bayginken tüm seceresini anlatma olayı(hatta hizmetliye yumruk savurma sahnesi ) ,üvey abi tarafından eziyete maruz kalması, sorunlu kız kardeş, kızımızın kendini feda edeceğini düşünüp devamli gitmeyi planlaması bla bla bla...
Hatta nedense sondaki Guy 'un kaçırdığı kızla evlenecek mi sorusu bile julie'nin Düğün romanindan esintiler olan bir kitap mi olacak şüphesi uyandırdı bende😁
Şimdi diyeceksiniz madem bu kadar julie sahnesi vardı niye okudun. Eee napayım yine de okuttu kitap kendini iste😂 araya farklı sahneler de eklemis yazar ve tamamen aynı olmasından kurtarmış kitabı. Ee birde olayların akışı iyi olunca, ağızda hoş bir tat bırakan çıtır çerez bir kitap oldu sonuçta😊😊😊
Beni sıkmadi, aksine julie nin sahneleri hatırlayıp mutlu oldum. Ama aynı durumdan hoslanmayacak olanlar olabilir, bu nedenle bu kişilere onermiyorum kitabı 😉
Serpil kır
Ya Hep Ya Hiç - Elizabeth Elliott OKUDUM ve BİTİRDİM...serpil...
Açıkcası ilk başlarda büyük bir hayal kırıklığı yaşadım...Hiç umduğum gibi bulamadım..
belki öncesinde okuduğum aynı dönem yine bir savaşçı ve evlenmek zorunda kalınan durum olduğu için tekrar gibi oldu bana diye düşünmüştüm,ama hayır ! beni tatmin etmedi bu kitap....
Çevirideki hatalara değinmek dahi istemiyorum,bazı kelimeler vardı ki kendini tekrar etti durdu...
Kitap yarısından çok sonra hareketlenmeye ve beni sürüklemeye başladı,sonrasında nasıl bittiğini anlamadım zaten :)
Kısaca konusu...Kenric Galler Kasabı unvanını layığıyla almış bir savaşçı..gözünü kırpmadan adam öldürmesi ile tanınmakta...Piç olması Baron olma unvanını gölge düşürmesede bu unvan pek de umrunda değildir...İngiltere ve İskoçya kralının gizli anlaşması ile Remmington kalesinin tek varisi Tess ile evlenmesi emredilmiştir... Kralın emrine karşı gelmez ve ekabul eder..Peki ya Tess Galler canisi lakaplı bu savaşçı ile evlenmek istermi?
Tess babası öldüğünde üvey babasının işkencelerine maruz kalır,tek varis olduğu için üvey kardeşi onunla zorla evlenmek durumundadır,onu kırbaçlayan adamla evlenmektense manastıra yemin etmeye karar verir ve zindan dan kaçar...amcası onu Kenric ile evlendirmeye ikna etmeye çalışır,çünkü başka kurtuluşu yoktur..
Herşey bu konu ile başlar ve birbirlerine,tabiri doğru olacaksa "bir öyle bir böyle" davranarak devam eder...
Bazı sahneler varki hakkını yememem gerek,beni çok güldürdü..Dialoglarını yer yer kahkahalarla okudum..birde Tess'in yeteneğini keşfeden Kenric'in bir sahnesinde resmen koptum...
Tavsiye kısmım BOŞ.. Historicalden sonra okunmamasını tavsiye edebilirim sadece... :)