https://illekitap.blogspot.com.tr/2017/09/juliette-sobanet-yagmurda-dans-paris.html
Juliette Sobanet, yeni tanıştığım yazarlardan biri olmasına rağmen kurgu yeteneği ve hikayesi ile gönlümü fethetti. Yormayan akıcı bir şekilde akan kurgu bu türle yeni tanışanlar için oldukça iyi bir başlangıç, time travel konulu kitapları sevenler için de oldukça iyi bir kitaptı bence.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; taze anne adayı olan Claudia büyük annesinin dans stüdyosunda hoşlandığı aktrise hamile olduğunu söyleyip ona duygularından bahsedeceği sırada ansızın değişen zamanla büyük annesinin gençlik yıllarını yaşadığı Paris'e gider. Farklı bir isim, farklı bir kimlik ve farklı bir karakterde vücut bulan Claudia yaşanan bu olaya anlam vermeye çalışırken aynı zamanda geçmişte değişmesi gereken bir olayı bulup onu düzeltmesi gerekmektedir ki gelecekteki hayatı değişsin... sadece kendisinin değil çevresindeki diğer kişilerinde.
Ancak bazen sadece tek bir ruhun geri gitmesi gerekirsen kötü bir ruh da geri gidip işleri batırabiliyormuş. Claudia ile geçmişe giden kötülüğü amaçlamış kişi -kim olduğunu söylemeyeceğim hevesi kaçmasın- bütün her şeyi batırıp, Claudia'ya zarar verme peşindedir.
Tüm bunların içerisinde bocalayan, anlamaya çalışan Claudia bir de tam cinayet soruşturmasının içerisine düşünce... işler iyice sarpa saracak.
Ciddi anlamda değişik bir kurguydu. Sevdim. Cidden çok sevdim.
Sadece tek bir konuya odaklanmayıp, aslında süregelen bir olayın içerisine düşen Claudia'nın hem o olayla başa çıkması gerekirken hem de kendi hayatı için gereken dokunuşu yapmaya çabalaması... arayışı... süperdi.
Kitabın bir de akıcı olması ve sıkmadan hevesle sayfaları çevirmek istememiz de yanında bonusu sanırım :)
Ben çok beğendim. Time Travel türüne ciddi anlamda el atma isteği olan okurlardan biriyim artık sanırım :)
Bir de bu yazarın ikinci kitabı... ilki Siyah Kar'dı. Yazarın Paris Time Travel Serisinin kitapları. Ben ilki okumamıştım direk bu kitapla başladım ama şunu söyleyebilirim ki bir eksiklik hissetmedim ama bu okumayacağım anlamına gelmiyor. Yazarın kurgusunu, kalemini sevdiğim için ilk kitabı da okuyacağım :)
Bence sizde bir denemelisiniz :)
Yazarın kitaplarını geç fark etmiş olsam da artık sıkı takipçisiyim. Türkçeye çevrilmiş City of Light serisinin ikinci kitabı Yağmurda Dans kitabını Siyah Kar kitabından daha çok sevdim.
Daha heyecanlı, daha gizemli ve daha aşk dolu geldi.
Şimdiki hayatında başarılı bir evlilik terapisti ve bekar bir anne adayı olan Claudia Davis, bir akşam önemli bir kararı hayata geçirmek için büyükannesinin dans stüdyosuna gittiğinde bir anda kendini büyülü bir atmosfere kaptırarak 1950’li yılların Paris’inde başka bedenin içinde gözlerini açıyor.
Ruby Kerrigan ve Claudia Davis farklı zamanlar, aynı kişi ayrı bedenler…
Zaman yolculuğunun yanı sıra bu kitapta reenkarnasyonunda olduğu okurken nasıl bittiğini anlamadığım bir kitaptı.
Umarım yazarın diğer kitaplarına da bir şans verilir ve en kısa sürede Türkçeye çevrilir.
--------------------------
#alıntı
Antoine gözlerimin tam içine bakıyordu. Ruby’nin bedenine, Ruby’nin hayatına girdiğimden bu yana ilk defa beni görüyordu. Gerçek beni.