Connelly kitaplarının yarıdan fazlası Harry Bosch serisidir. Harry Bosch benim en sevdiğim roman karakterlerinden biri ve ben bu yazarın kitaplarını yazarın kendisinden daha çok yaratığı karakter Harry Bosch' a duyduğum hayranlık yüzünden okuyorum. Bu kitapta ise Harry Bosch yok hatta başka bir polis de yok. Bu kitabın kahramanı bir bilim adamı.
Fazla spoiler vermemek için çok kısaca konuyu özetleyip başka bir iki şey söyleyeceğim. Adamımız sevgilisinden ayrılır, evini değiştirir ve yeni bir telefon hattı bağlatır. Burası klasik hikaye. Adamın bu yeni telefonunu daha önce bir fahişe kullanmıştır. Dolayısıyla telefon sürekli değişik erkeklerce aranmakta ve Lilly adındaki fahişeye mesajlar bırakılmaktadır. Adamımız Henry ise geçmişinde yaşadığı bir olay nedeniyle, aslında hiç de gerek yokken Lilly isimli kadının kim olduğunu merak eder ve kadının peşine düşer. Sonrası olaylar, olaylar...
Michael Connelly kitabı yazarken küçük detaylara önem veren bir yazar. İlk başta bunu detaycılığına bağlıyordum ama şu an bunu detaycılığını okura göstermeye çalışmasına bağlıyorum ve ben bunu çok seviyorum. Birçok polisiyede bu söylediğime benzer şey vardır ama burada bahsettiğim biraz farklı. Şöyle ki hemen hemen her polisiyede ilk başta öylesine yazılmış gibi görünen bir detayın kitabın finalinde çok önemli bir ipucu olduğunu görürsünüz. Connelly' de de bu var tabii ama bunun yanında, final ile hiçbir ilişkisi olmayan bir detay da kitap boyunca ara sıra karşınıza geliyor ve siz de ''aa evet ya böyleydi'' gibi bir his uyandırıyor. Bu sayede hem hikayeye daha çok giriyorsunuz hem de karakterleri daha çok benimsiyorsunuz. Hatta bana göre Connelly' nin başarısı karakteri okuyucuya çok sevdirebilmesinde gizli. Okuyucu karakteri sevip içselleştirince kendini olaya, dolayısıyla kitaba tam manasıyla kaptırıyor ve kitabın etkisi artıyor. Kitap boyunca aklınıza gelebilecek hemen hemen her boşluk Connelly' nin detaylardaki başarısıyla kitabın finalinde dolduruluyor. Ama bu zaten pek çok polisiye yazarının yapabildiği bir şey, hatta yapamıyorsa yazmasın daha iyi derim.
Kitabın finaline doğru gereksiz bir bölüm var. Zaten her şey belli olduktan sonra gereksiz aksiyonu sevmiyorum ben. Ama zaten 10 sayfalık bir şey bu kısım. Gerçi orada bile bir detay var ve angarya gibi görünen o 10 sayfayı anlamlı hale getiriyor. Yine de finali daha iyi olabilirdi, hemen hemen her aksiyon romanı gibi birazcık oldu bittiye gelmiş gibi göründü bana.
Connelly benim en sevdiğim polisiye yazarı ama bunu diğer polisiye yazarlarından çok farklı şeyler yazmasına değil, Harry Bosch gibi bir karakter yaratmış olmasına borçlu.
Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz, ama okursanız da bitene kadar elinizden düşmez kitap. Bu bağlamda bir polisiyeden beklenen şeyi veriyor ve başarılı görünüyor bana.