Bir anti-kahraman üzerine yazılmış en çarpıcı romanlardan biri.
Dostoyevski'nin 1864 yılında yazdığı bu roman, Dostoyevski'nin daha sonraki yıllarda yazacağı Suç ve Ceza, Budala, Karamazov Kardeşler gibi romanlarında yaratacağı karakterlerin prototipi kabul edilebilecek (isimsiz) bir kahramanın ağzından yazılmış.
Dostoyevski daha sonraki yıllarda yazdığı romanların aksine bu romanda tamamen tek bir roman kahramanına odaklanıyor. (Sanırım bu nedenle de romanı birinci tekil şahsın ağzından yazıyor.) Romanda ismi geçen diğer şahıslar ve 19. yüzyıl Petersburg'u sadece dekoru oluşturuyor.
Dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri.
İlk bölümü son derece sıkıcı. Ancak ikinci bölüm kendine bağladı. Hikaye sürüklendi gitti. Anlatımı yalın ve çekici.
"Beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umurumda olmayacağını, ama çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım."
Dostoyevski'nin sürekli içsel çatışma içinde olan kahramanın hayata ve insanlara bakışını yansıtan kitabı herkesin okuması gerekir. Kendimizi bizden üstün olana karşı küçük görmeyi kabul etmeyiz , bir şeyleri sürekli kendimize kanıtlama ihtiyacı duyarız. Yaptıklarımız da bu düşüncelerin ürünü değil midir çoğu zaman ? Yer üstünde yazılmış en iyi kitaplardan biri Yeraltından Notlar.
İnsan kendini tam da yeraltında hissediyorken bu kitabı okursa "Acaba ben mi yazdım?" diye düşünür elbet...
Lezzetliydi...
Adından da anlaşılacağı üzere 'notlar' şeklinde olduğu için belki de kitap akıcı bir şekilde gitmiyor, içine girip bağlanmam biraz zaman aldı,zorladı. Kitapta yazar kendinden yola çıkarak tüm insanları eleştirmesi ve görüş açımızı açması bakımından beğendim. Sevdiğim cümleler:
''..kafanız işlediği halde kalbiniz ahlaksızlıkla kararmış; halbuki temiz kalpli olmayan kimsenin idraki tam değildir.''
''..bugünün insanı pek çok bakımdan barbarlık çağı insanından daha üstün görüşlü olduğu halde, aklın, bilginin gösterdiği yoldan gitmeye bir türlü alışamamıştır.''
''Medeniyet neyimizi yumuşatmış? Medeniyetin insanda duygu çeşitlerini artırmaktan başka işe yaradığı yok.''
"..huzur, sükunet istiyorum ben. beni rahatsız etmesinler diye bütün dünyayı bir kapiğe satarım. beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umurumda olmayacağını, ama çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım..."
Uzun uzun inceleme yazan bir çok kişi var zaten. Kısaca çok beğendiğimi söyleyeceğim. Gitgelleri olan, kendi içinde savrulan bir insanı ancak bu kadar keyifle okuyabilirdim. Çok güzel bir kitap.