Harikulade bir eser. İhsan Tatarinin en güzel öyküleri (ve bir kaç tanesini ilk defa okumuştum ama galiba sadece biri yeniymiş) bu kitapta birleşmiş diyebilirim.
Baştan şunu söylemeliyim ki değerlendirme puanının 9 olmasındaki tek sebep mit'in burada bulunanların dışında pek çok öyküsünü okuma fırsatı yakalamış biri olarak kitaba seçilen hikayeler konusunda daha iyi seçimler yapılabileceğini düşünmemdir.
İhsan Tatari'nin akıcı, bir kez daha geriye dönmeyi gerektirmeyen yalın anlatımıyla birbirinden oldukça farklı öyküleri okuma fırsatı sunuyor kitap. Celalettin Ceylan'ın çizimleriyle birlikte oldukça güzel bir düzene oturmuş. Her bir öyküde birbirinden farklı mekanlara gidip birbirinden farklı karakterler tanıyor, çok uzun sürmese de her birinde ayrı bir keyif alıyorsunuz. 9 farklı öykünün her biri birbirinden güzel. Sevgili İhsan Abi'nin de kitabını tekrar kutluyor ve devamının gelmesini diliyorum.
Keyifli vakit geçirmek veya kafanızı dağıtmak için bir şeyler okumak istiyorsanız, kesinlikle almak için doğru kitap.
Heyecanlı, ilginç, özgün. Okuyun, okuyun,okuyun.
http://pumpkinturta.blogspot.com/2013/03/yitik-oykuler-kitab.html
Beklentimin çok çok üstündeydi. Hikayeler gerçekten çok iyiydi. Elime almamla bitirmem bir oldu.
Mükemmeldi tek kelimeyle. Dün akşam başladım ve az önce bitirdim. Hepsi birbirinden güzel dokuz ayrı hikaye, dokuz ayrı yolculuk. Ben kısa olanları daha çok sevdim açıkçası. "Mektup" gibi ya da "Kılıçların Gardiyanı" gibi. Fakat "Ölüm Kulesi" de fen değildi. O da favorilerim arasına girdi.
Genel olarak değerlendirmek gerekirse tatmin edici, her türlü okura zevk verebilecek bir kitaptı. Bize böyle güzel öyküleri okuma imkanı sunduğu içim İhsan Tatari'ye teşekkürlerimi sunuyorum.
Türkiye'de fantastik ve korku edebiyatının gelişmesi adına her adımı takdirle karşılamak gerekiyor; İhsan Tatari'nin bu öykü kitabı da güzel bir adım ama özenli bir adım değil.
Kitabın içinde bulunan 9 öykünün içinde sadece bir öyküde klişelerden uzak yaratıcı bir kurgu var: Kılıçların Gardiyanı.
Diğer öyküler, hızlı okunan, bilindik kurgulara ufak yenilikler katan ortalama öyküler.
Kitaba dair en rahatsız olduğum şey ise çeviri bir eser okudum hissi veren ifadeler:
"Hey, ne yaptığını sanıyorsun."
"Ona gününü göster."
"Aşağılık pislik."
"Lanet olasıca."
Bu tür ifadelere her rastladığımda öyküden uzaklaştım.
Mizahi öğelerin yerinde kullanımıyla bazı öykülerin okunurluğu artmış ama kimi öykülerde dozun iyi ayarlanamaması öykünün bir parodiye dönüşmesine neden olmuş. Halbuki yazarın tüm öykülerde parodi yapmak istediğini sanmıyorum.