Alıntılar ve daha fazlası için:
http://kitaptutkum.blogspot.com/2013/07/study-serisi-zehir-ustas-maria-v-snyder.html
Ülke ikiye bölünmüş durumdadır: Ixia ve Sitia. Sitia’da Ixia’da hoş karşılanmayan ve yasaklı olan büyücüler yaşamaktadır. Komutan Ambrose, Ixia’da yani kendi yönettiği ülkede büyücülerin yaşamasına bile izin vermemektedir. Hatta büyü güçleri ortaya çıkan çocukları büyüyüp güçlenmeden önce öldürmektedir. Bunun nedenini okuyanlar bilirler ki ben de ilerleyen sayfalarda öğrendim.
Yelena’nın da bazı büyü güçleri vardır. Güneyli büyücü Irys de bu nedenle kızımızın peşindedir. Yelena’nın güçleri son derece fazladır ve onun eğitimsiz olması doğadaki büyü dengesini bozmaktadır. En kısa zamanda kızımızın güneye gidip eğitilmesi gerekmektedir. Ama durun bir dakika, bu o kadar da düşünüldüğü gibi kolay değildir. Kızımız her gün Valek tarafından zehirlenmekte ve panzehir kendisine verilmektedir. Amaç anlaşıldığı gibi kızımızın kaçmasını engellemek!
Açlık oyunları ve Alacakaranlık serisinden sonra okudugum ve çok begendiğim fantastik bir kitap. Serinin 2. ve 3. kitapları 2014'te çıkacak diye biliyordum onun için yayarak okuyayım diyordum ama dayanamadım ve bitirdim ve mart ve mayısda 2. ve 3. kitabın yayınlanacağını duydum süper...
http://kitabisevda.blogspot.com/2012/09/zehir-ustas-maria-v-snyder.html
Zehir Ustası dün akşam elime ulaştı, gece yatmadan önce bir kaç sayfa okuyup uyumaya niyetliydim. Tabii işler umduğum gibi gitmedi ve gece 4'te hala kitabı okuduğumu farkettim. 3 saat uyuyup tekrar uyandım ve kitabı bitirdim. Çok akıcı, etkileyici ve biraz içinizi burkan bir kitap. Üçlemenin ikinci kitabı için gün saymaya başlamamak elde değil.
Yelena'nın paranoidliği ve ürkekliği, yer yer Valek'in arkasına saklanması, savaşma ve yaşama isteğini asla kaybetmemesi beni çok etkiledi. Ah söz Valek'ten açılmışken, onur kodlarına sahip olan katillere bayıldığımı bir kez daha anladım. Yazar çok güzel ve heyecan verici bir karakter yaratmış. Yelena ile aralarındaki aşk biraz oldu bittiye getirilsede hoşuma gitti. Olayların gidişhatı beni hiç sıkmadı, ama bazen ilginçliğini kaybediyor. Biraz yavan bir hal alıyor ve bam! Birileri Yelena'nın peşinden geliyor, ölüm, korku, zehir... Ve cesur Valek superman gibi çıkıp işe el atıyor. Bir gölge gibi. Bende bir tane istiyorum!
Valek'in Yelena'ın Kelebek Tozu ile kaçmasını önlemeye çalışmasının kısmen blöf olduğunu tahmin etmiştim, yani kanında dolaşan maddenin onu öldürmeyeceğini. Kitabın sonunda bunu itiraf etmesi beni pek şaşırtmadı. Zaten kitabın sonu biraz vasat bir şekilde bağlanmıştı. Suçlular ölüyordu, iyi herkes hayatta. İhanet edenler sonuçlarına katlanıyorlar. En azından onca şeyden sonra önemli bir kayıp bekliyordum. Ama olmadı. Neyse ki Valek'in kurnazlığı, pratikliği ve zekası beni kitabın sonuna kadar götürdü. En favori erkek karakterlerim arasına girdi.
Yelena'nın geçmişi, Relad ile yaşadıkları beni üzdü. Ayrıca sarayda sürekli korku içinde yaşaması gerçekten kitaba karamsar bir hava katıyor.
Kendilerini Yelena'nın koruyucusu olarak atayan Ari ve Janco bana biraz garip geldi. Karakterlere ısınsamda, kitapta kendilerine edindikleri yer pekde hoş değildi.
Yelena'nın gücü tam olarak bu kitapta açıklanmıyor. Sadece onun zarar vermesini önlemeyi ve kendi zihnini korumayı öğreniyor. 2. kitapta bu konuya gireceğini düşünüyorum.
Kitabın kapağını pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Biraz renksiz ve kitabın tarzı hakkında biraz bilgi versede içeriğini pek yansıtmıyor.
Ixia Monarşi ile yönetilmekte iken Kralın, asillerin ve Büyücülerin yaptıklarından memnun olmayanlar, Ambrose önderliğinde halkın gücünü de arkalarına alarak ve büyük bir Ordu kurarak Kralı devirirler. Ixia bölgesi başında generallerin bulunduğu, Ambrose liderliğinde 8 Askeri bölgeye ayrılır. Halka Üniformalar ve görevler dağıtılır. Seyahat özgürlüğü yoktur. Bütün davranışlar bir yönetmeliğe göre belirlenir. Böyle bir ortamda büyüyen Yelena yaşadığı yere konuta eden generalin oğlunu öldürdüğü için idama mahkum edilir. İdam günü komutanın baş danışmanı ve suikast- çisi Valek tarafından çeşnici olarak yaşaması için bir şans verilir. Ama Yelena kaçmaması için zehirlenir. Her sabah Valek'ten panzehir alması gerekmektedir. Bu yetmediği gibi öldürdüğü kişinin babası tarafından başına ödül konulur.
Bence Dex'in şu ana kadar çıkardığı en iyi kitaplardan biri. Hatta "başlat"tan sonra en çok sevdiğim kitap diyebilirim. 2.kitabı merakla bekliyorum. Gönül rahatlığı ile herkese öneririm.
ilginç bir kitaptı benim için ,açıkcası beni muallakta bıraktı tam sevmekle sevememek arasında bıraktı.Konu güzeldi ama bir şey eksikti .Ama seriye devan edicem bakalım 2 .romanı bu hissi vermez.hakkını yememek lazım yine de Yüz Bin Krallık gibi bir kitabın arkasından okunmaması gerekirdi bence
az önce mükemmel bulduğum bir kitabı bitirdim. bu kitabın seri oluşu sebebiyle ya beğenmezsem diye önce ilk kitabı aldım. ne kadar zekiyim derken işler kitabı çok ama çok beğenmemle tersine döndü. şimdi serinin ikinci kitabını almam gerek ama beklemek çok zor geliyor. Valek'le aşkları sadece kitap içinde bir kelebeğin dokunuşu gibiydi. Kitabın sayfalarında bir an gözüktü.O aşkı yaşadıkları, birbirleriyle aşklarını paylaştıkları satırlar sanki zihnime kelebek öpücükleri bıraktı. Doyamadım ki...yazarın yazım tarzı bir başka en sevdiğim seri olan Küller-Gölgeler gibiydi. Tek bir kelime atlamaya müsaade etmiyor. Çeviri çok başarılıydı. Aktı gitti. Fantastik kurgu sevenler hiç kaçırmasınlar.
Maria V. Snyder'in türkçeye "Zehir Ustası" adıyla çevrilen romanı. Fantastik bir dünyada geçen romanımızda, idam mahkumu Yelena'nın macerası anlatılıyor. Zor bir görev karşılığında idamı iptal edilen Yelena, yaşamakla ölmek arasındaki ince çizgide mücadelesini sürdürüyor.
Kitapta anlatılan konu oldukça ilgi çekici. Karakterler kendisini kısa sürede sevdirmeyi başarıyor. Bu durum, kitabın daha büyük bir zevkle okunmasını sağlıyor.
Kitabı okumanız adına daha fazla bilgi vermeyeceğim. Emin olmanızı istiyorum ki kitabı okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Benden tavsiyesi...
"Sistematik bir şekilde koridor boyunca uzanan diğer odalarda da göz gezdirdim ve Valek'in ne bulursa toplayan bir tip olduğuna giderek daha fazla ikna oldum. Suikastçi denildiğinde aklıma hep az eşyayla oradan oraya seyahat eden, bir yerde asla uzun süre kalmayan gece yaratıkları gelirdi. Oysa Valek'in suiti odalarını yıllarca topladıkları ıvır zıvırla dolduran yaşlı bir çiftin evini andırıyordu..." ^^ http://benherneysemo.blogspot.com/2013/02/zehir-ustas-maria-v-snyder.html
Kitabı ve devam kitaplarını çok beğendim,değişik bir fantastik konuydu,çevirmen de güzel çevirmişti,arka arkaya okudum,çok da beğendim,tavsiyemdir :)
Uzun hem de çok uzun zamandır merak ettiğim ama aynı zamanda da okumakta tereddüt ettiğim bir seri idi: “Study” serisi. Genelde tereddüte düşme sebebim ise okur yorumlarının olumlu olması, herkes tarafından beğenilmesi bende yüksek bir beklenti oluşturdu; okurken hayal kırıklığına uğrama ihtimalim nedeniyle hep erteledim. Bir süre sonra da baskısı tükenince harıl harıl kitapları arayıp durdum. Ve çok şükür buldum; zaman kaybetmeden okuyup yorumumla geldim.
Spoiler içerir!!!
Yelena idam edilmek üzereyken sıradışı bir teklif alır: Ixia’nın yeni komutanı Ambrose’un çeşnicisi olmayı kabul ederse, hapisten kurtulup en güzel yemekleri yiyecek ve sarayda yaşayacaktır. Ama komutanın en güvendiği adamı Valek’in Yelena’ya Kelebek Tozu adında bir zehir içirmesiyle Yelena her gün panzehir almak zorunda kalıyor. Böylece Yelena’nın kaçış ümidi de yok oluyor.
Yelena bu süreçte her gün zehir konusunda eğitimler alıp giderek uzmanlaşır; sarayda dostlar bile edinmeye başlamıştır. Bu sırada Yelena’nın gizemli geçmişi ortaya çıkmaya başlıyor.
Kitap çok hareketliydi, isimlerin fazlalığından dolayı kim kimdir necidir başlarda karıştırsam da sayfalar ilerledikçe nasıl bitti anlamadım. Vakit kaybetmeden serinin ikinci kitabı Büyü Ustası’nı okumaya başlıyorum.
Yazarin olusturdugu bu ilginc buyu ve zehir dunyasini sevdim. Her an risklerin oldugu bu kurgu oldukca sasirtici olmus. Temposu hic dusmediginden keyifle okudum.