Bu yorum silinmiş
Bu yorum silinmiş
İnsan bir kere sorgulamaya başlayınca -ki bu on dört ya da on beş yaşlarına tekabül eder- kendisini durdurmazsa, ya da yanında yöresinde kendisini durduracak biri yoksa kafasında her an dolaşan, biriken düşünceler bünyesini ele geçirir. Genelde kendilerini durdurabilen insanlarla konuşurken "Bazen düşünüyorum da..." derler bu kontrollü adamlar ve kendileri için en çılgınca görünen şeyi söyleyiverirler. Yıllardır bir şekilde zihinlerinin derinliklerine gömdükleri düşüncelerini arada sırada sözlerle aktarırlar. Ya da bazıları vardır -ben bunlara "yarı kontrollüler" diyorum- gün boyunca annelerin çocuklarına örnek olarak gösterdiği insanlar olarak dolanırlar etrafta ama akşam eve gidince karılarını döverler, çocuklarını döverler, telefonda konuştukları arkadaşlarının arkasından küfürler ederler.
"Zararlı", "kötü", "yıkıcı", "bozuk" diye adlandırılan her şey insanın içinde vardır ve var olacaktır. Ama modern dünya dediğimiz dünyada barınabilmek için, toplumun önünde birkaç basamak aşağıda gözükmemek için bu şeyleri en derinlerimize saklarız.
Kinyas yerine Tolga olmak ne kadar gerçektir? Tolga her akşam evine geldiğinde Kinyas'ı aynada görmeyecek midir? Ya da Kayra, Tolga'nın kulağına fısıldamayacak mıdır Kinyas'ı? Eğer bir kere içinizdeki Kinyas'ı yol arkadaşınız yaparsanız her adımınızda hissettirecektir kendisini. Her insan içine gömdüğü kötülüğü bir şekilde belli eder. Mesela bir böceği öldürüş biçiminden belli eder. Yoldan geçen birine bakışından belli eder. Ama sorsanız çevresindekilere; o çok iyi biridir.
Tıraş makineleri sakalları keser ama insanın içindeki kötülüğü, pisliği kesemez, yok edemez, temizleyemez. Yeni tıraş edilmiş çenenizdeki pürüzsüzlüğü ruhunuzda hiçbir zaman hissedemezsiniz.