Takip Edenler
Eskiden, daha gençken, bir kitapçıya ya da kütüphaneye girince kendime şu soruyu sorardım: "Bunların hepsini okuyabilecek miyim? Ne olur okuyayım, ne olur!"
Yıllar geçtikçe bütün kitapları okumamam gerektiğine kanaat getirdim. O çocukluk açlığı geçmişti. İyi kitapları okumalıydım, hepsini değil. "İyileri bir an önce okumalıyım, bir an önce!"
Okudukça birçok kitap beni yeni kitaplara sürükledi. Bazı yazarlar bütün kitaplarını okumadan düşmediler yakamdan. Aklımda kalan kitapları okumalıydım en azından. İstediğim kitapları okumadan ömrüm bitmemeliydi, gözüm arkada kalabilirdi.
Sonunda doğru kitapları doğru zamanda okumam gerektiğini öğrendim. 1984'ü okumak için 26 yaşıma dek bekledim örneğin. Ayn Rand için 25'ime randevu verdim. Freud'un Düşlerin Yorumu kitapları için Eylül ayını seçtim. Böylece Kasım'ın yağmurlu günlerinde Foucault'nun Cinselliğin Tarihi'ni okuyabilirim.
Kitap okumak sadece merak gerektirmiyor şimdilerde. Bir o kadar da sabır istiyor. Bir okur olarak kitapları kovalamıyorum artık. Onları hayal ediyor, bekliyor, umuyor, bazen kavuşuyor bazen erteliyorum. Sadece kitapları yaşamıyor, aynı zamanda kitaplarla yaşıyorum.
Bazı kitaplar, bazı insanlardan daha gerçek...
"benden bir a yap Mehmet büyümicem"
-
http://lactamaeonia.tumblr.com
Boyunayım; ama enine olmayı tercih ederdim.
Ben kökünü toprağa batırmış bir ağaç değilim taşları ve o ana sevgisini emen. Bu yüzden büyüyemiyorum parlak yapraklara her nisan, bir çiçek tarhının güzelliği de olamadım ne yazık ki. Sanki özenle boyanmış ve kendi payına düşen hayranlarını kabul eder gibi, pek yakında bütün yapraklarından birer birer döküleceğini bilmeden. Benimle karşılaştırılırsa, ölümsüz sayılır bir ağaç ve bir çiçek o kadar uzun boylu değildir belki; ama kalkışmanın anlamını bilir. Bense ömrünü bir ağacın, cesaretini istiyorum bir çiçeğin. / SP
1 ile 10 arası gösteriliyor, toplam 19 kişi.