Yine Penguenden, çizgi roman tadında çizgiler. Okyden! "Cihangirde bir ev" denildiğinde, bugün akıllarda genellikle esaslı bir yatırım önerisi ya da televizyon dizisi oyuncularının, reklamcıların ve zevk sahibi orta üst sınıf zenginlerin favori ikametgâhı canlanıyor. Ama çok da uzak olmayan bir zamanlar, "Cihangirde bir ev" demek, gece Beyoğluna eğlenmeye çıkanların, kendisine ev arkadaşı arayan öğrencilerin, şehrin başka semtlerinde barınması güç marjinallerin gözdesi; kirası ucuz, su ve elektrik tesisatı elden geçirilmesi gereken, döşemeleri gıcırdayan ve az eşyalı bir ev demekti. İşte Okynin "Cihangirde Bi Ev" serisi, böyle bir evde geçiyor.

Oky, hemen her karakterini gerçek yaşamdan çıkarıp çini mürekkebiyle tekrar canlandırdığı serisinde, gençliğini doksanların sonu ve iki binli yılların başında yaşayanların yakından tanıdığı bir dünyaya götürüyor sizi. Okurken her öyküsünde bu eve daha da ısınıyor, ilk başlardaki çekingenliğinizi üzerinizden yavaş yavaş atarken, evdeki karakterlerin kimi zaman şok eden diyaloglarına dâhil olmuş bir şekilde buluveriyorsunuz kendinizi. Çünkü Oky, sizi evin başköşesine yerleştiriyor ve evde yaşananları, adeta o evin içindeki bir koltukta oturarak izliyorsunuz.

Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin, çünkü bu evde kimse misafir değil.

Yine Penguenden, çizgi roman tadında çizgiler. Okyden!

"Cihangirde bir ev" denildiğinde, bugün akıllarda genellikle esaslı bir yatırım önerisi ya da televizyon dizisi oyuncularının, reklamcıların ve zevk sahibi orta üst sınıf zenginlerin favori ikametgâhı canlanıyor. Ama çok da uzak olmayan bir zamanlar, "Cihangirde bir ev" demek, gece Beyoğluna eğlenmeye çıkanların, kendisine ev arkadaşı arayan öğrencilerin, şehrin başka semtlerinde barınması güç marjinallerin gözdesi; kirası ucuz, su ve elektrik tesisatı elden geçirilmesi gereken, döşemeleri gıcırdayan ve az eşyalı bir ev demekti. İşte Okynin "Cihangirde Bi Ev" serisi, böyle bir evde geçiyor.

Oky, hemen her karakterini gerçek yaşamdan çıkarıp çini mürekkebiyle tekrar canlandırdığı serisinde, gençliğini doksanların sonu ve iki binli yılların başında yaşayanların yakından tanıdığı bir dünyaya götürüyor sizi. Okurken her öyküsünde bu eve daha da ısınıyor, ilk başlardaki çekingenliğinizi üzerinizden yavaş yavaş atarken, evdeki karakterlerin kimi zaman şok eden diyaloglarına dâhil olmuş bir şekilde buluveriyorsunuz kendinizi. Çünkü Oky, sizi evin başköşesine yerleştiriyor ve evde yaşananları, adeta o evin içindeki bir koltukta oturarak izliyorsunuz.

Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin, çünkü bu evde kimse misafir değil.

"Cihangirde Cihangir'de bir ev" ev denildiğinde, bugün akıllarda genellikle esaslı bir yatırım önerisi ya da televizyon dizisi oyuncularının, reklamcıların ve zevk sahibi orta üst sınıf zenginlerin favori ikametgâhı canlanıyor. Ama çok da uzak olmayan bir zamanlar, "Cihangirde Cihangir'de bir ev" ev demek, gece Beyoğluna Beyoğlu'na eğlenmeye çıkanların, kendisine ev arkadaşı arayan öğrencilerin, şehrin başka semtlerinde barınması güç marjinallerin gözdesi; kirası ucuz, su ve elektrik tesisatı elden geçirilmesi gereken, döşemeleri gıcırdayan ve az eşyalı bir ev demekti. İşte Okynin "Cihangirde Oky'nin Cihangirde Bi Ev" Ev serisi, böyle bir evde geçiyor.

Oky, hemen her karakterini gerçek yaşamdan çıkarıp çini mürekkebiyle tekrar canlandırdığı serisinde, gençliğini doksanların sonu ve iki binli yılların başında yaşayanların yakından tanıdığı bir dünyaya götürüyor sizi. Okurken her öyküsünde bu eve daha da ısınıyor, ilk başlardaki çekingenliğinizi üzerinizden yavaş yavaş atarken, evdeki karakterlerin kimi zaman şok eden diyaloglarına dâhil olmuş bir şekilde buluveriyorsunuz kendinizi. Çünkü Oky, sizi evin başköşesine yerleştiriyor ve evde yaşananları, adeta o evin içindeki bir koltukta oturarak izliyorsunuz.

Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin, çünkü bu evde kimse misafir değil.

"Cihangirde bir ev" denildiğinde, bugün akıllarda genellikle esaslı bir yatırım önerisi ya da televizyon dizisi oyuncularının, reklamcıların ve zevk sahibi orta üst sınıf zenginlerin favori ikametgâhı canlanıyor. Ama çok da uzak olmayan bir zamanlar, "Cihangirde bir ev" demek, gece Beyoğluna eğlenmeye çıkanların, kendisine ev arkadaşı arayan öğrencilerin, şehrin başka semtlerinde barınması güç marjinallerin gözdesi; kirası ucuz, su ve elektrik tesisatı elden geçirilmesi gereken, döşemeleri gıcırdayan ve az eşyalı bir ev demekti. İşte Okynin "Cihangirde Bi Ev" serisi, böyle bir evde geçiyor.

Oky, hemen her karakterini gerçek yaşamdan çıkarıp çini mürekkebiyle tekrar canlandırdığı serisinde, gençliğini doksanların sonu ve iki binli yılların başında yaşayanların yakından tanıdığı bir dünyaya götürüyor sizi. Okurken her öyküsünde bu eve daha da ısınıyor, ilk başlardaki çekingenliğinizi üzerinizden yavaş yavaş atarken, evdeki karakterlerin kimi zaman şok eden diyaloglarına dâhil olmuş bir şekilde buluveriyorsunuz kendinizi. Çünkü Oky, sizi evin başköşesine yerleştiriyor ve evde yaşananları, adeta o evin içindeki bir koltukta oturarak izliyorsunuz.

Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin, çünkü bu evde kimse misafir değil.

Cihangir'de bir ev denildiğinde, bugün akıllarda genellikle esaslı bir yatırım önerisi ya da televizyon dizisi oyuncularının, reklamcıların ve zevk sahibi orta üst sınıf zenginlerin favori ikametgâhı canlanıyor. Ama çok da uzak olmayan bir zamanlar, Cihangir'de bir ev demek, gece Beyoğlu'na eğlenmeye çıkanların, kendisine ev arkadaşı arayan öğrencilerin, şehrin başka semtlerinde barınması güç marjinallerin gözdesi; kirası ucuz, su ve elektrik tesisatı elden geçirilmesi gereken, döşemeleri gıcırdayan ve az eşyalı bir ev demekti. İşte Oky'nin Cihangirde Bi Ev serisi, böyle bir evde geçiyor.

Oky, hemen her karakterini gerçek yaşamdan çıkarıp çini mürekkebiyle tekrar canlandırdığı serisinde, gençliğini doksanların sonu ve iki binli yılların başında yaşayanların yakından tanıdığı bir dünyaya götürüyor sizi. Okurken her öyküsünde bu eve daha da ısınıyor, ilk başlardaki çekingenliğinizi üzerinizden yavaş yavaş atarken, evdeki karakterlerin kimi zaman şok eden diyaloglarına dâhil olmuş bir şekilde buluveriyorsunuz kendinizi. Çünkü Oky, sizi evin başköşesine yerleştiriyor ve evde yaşananları, adeta o evin içindeki bir koltukta oturarak izliyorsunuz.

Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin, çünkü bu evde kimse misafir değil.