cashkulle,
Aylak Adam başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
Her şeye 'karşı' duran, 'karşı' çıkan, 'karşı' olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. 'C.' diyor Yusuf Atılgan (1921-1989), roman ve öykülerinde unutulmaz karakterler ve edebi kısaca.
İnsan her şeye bunca 'karşı'yken kendine de 'karşı' olmadan nasıl sürdürülebiler bir tarz yarattı. Türk romancılığında modern anlatımın en iyi örneklerini verdi. Hayata hep karşı kıyıdan baktı. Yapıtlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temalarını ustalıkla işledi. Fanatik 'karşı' yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir okur kitlesi oluşturdu. Tamamlayamadığı son romanı Canistan ise ilk kez okuruyla buluşuyor. Yusuf Atılgan şimdi tüm yapıtlarıyla YKYde. 1921de Manisada doğan Yusuf Atılgan İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü 1944te bitirdi. Bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Manisanın Hacırahmanlı köyüne yerleşti ve çiftçilik yapmaya başladı. 1976da İstanbula yerleşti. 1980den sonra Milliyet (daha sonra Karacan) Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik, kısa karakter, zor bir süre de Can Yayınlarında redaktörlük yaptı. 9 Ekim 1989da, üzerinde çalıştığı Canistan adlı romanını bitiremeden, geçirdiği yaşam, yalın bir kalp krizi sonunda Modadaki evinde öldü. Yusuf Atılgan 1955te Tercüman gazetesinin öykü yarışmasında Evdeki öyküsüyle (Nevzat Çorum adıyla) birinci, Kümesin Ötesi adlı öyküsüyle (Ziya Atılgan adıyla) dokuzuncu oldu. İlk romanı Aylak Adam 1957-1958 Yunus Nadi Armağanında ikincilik ödülünü aldı ve kitap 1959 yılında Varlık Yayınları arasından çıktı. 1973te yayımlanan Anayurt Oteli adlı romanını Ömer Kavur 1987de film yaptı ve film çok ses getirdi. TADIMLIKDış kapıyı çarpıp çıktığı sokak tenhaydı. Şehirdekilerin çoğu şimdi ya yataklarında ya da yataklarına yakındılar. Caddeye doğru yürüyordu. Karşıdan gelen bir kadın onun uzağından dolaştı. Arkasından gitmedi. Biliyordu. Yanından hızla geçen taksiye baktı. İçinde oturan kadınla erkek sanki iki mankendiler. Neden? Neden böylesiniz? Olanla yetinerek, aramadan düşünmeden yaşanılsın diye yaratılmış bir dünyada yalnızdı. Sırtı kaşınıyordu. Eve gidip yıkanacaktı. roman.
Yusuf Atılgan (1921-1989), roman ve öykülerinde unutulmaz karakterler ve edebi bir tarz yarattı. Türk romancılığında modern anlatımın en iyi örneklerini verdi. Hayata hep karşı kıyıdan baktı. Yapıtlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temalarını ustalıkla işledi. Fanatik bir okur kitlesi oluşturdu. Tamamlayamadığı son romanı Canistan ise ilk kez okuruyla buluşuyor. Yusuf Atılgan şimdi tüm yapıtlarıyla YKYde. 1921de Manisada doğan Yusuf Atılgan İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü 1944te bitirdi. Bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Manisanın Hacırahmanlı köyüne yerleşti ve çiftçilik yapmaya başladı. 1976da İstanbula yerleşti. 1980den sonra Milliyet (daha sonra Karacan) Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik, kısa bir süre de Can Yayınlarında redaktörlük yaptı. 9 Ekim 1989da, üzerinde çalıştığı Canistan adlı romanını bitiremeden, geçirdiği bir kalp krizi sonunda Modadaki evinde öldü. Yusuf Atılgan 1955te Tercüman gazetesinin öykü yarışmasında Evdeki öyküsüyle (Nevzat Çorum adıyla) birinci, Kümesin Ötesi adlı öyküsüyle (Ziya Atılgan adıyla) dokuzuncu oldu. İlk romanı Aylak Adam 1957-1958 Yunus Nadi Armağanında ikincilik ödülünü aldı ve kitap 1959 yılında Varlık Yayınları arasından çıktı. 1973te yayımlanan Anayurt Oteli adlı romanını Ömer Kavur 1987de film yaptı ve film çok ses getirdi. TADIMLIKDış kapıyı çarpıp çıktığı sokak tenhaydı. Şehirdekilerin çoğu şimdi ya yataklarında ya da yataklarına yakındılar. Caddeye doğru yürüyordu. Karşıdan gelen bir kadın onun uzağından dolaştı. Arkasından gitmedi. Biliyordu. Yanından hızla geçen taksiye baktı. İçinde oturan kadınla erkek sanki iki mankendiler. Neden? Neden böylesiniz? Olanla yetinerek, aramadan düşünmeden yaşanılsın diye yaratılmış bir dünyada yalnızdı. Sırtı kaşınıyordu. Eve gidip yıkanacaktı.
Her şeye 'karşı' duran, 'karşı' çıkan, 'karşı' olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. 'C.' diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca 'karşı'yken kendine de 'karşı' olmadan nasıl sürdürülebiler bir 'karşı' yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.