portakalt,
Tonio Kröger başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
"İki dünya arasındayım. Her ikisinde de rahat edemiyorum. Bu yüzden işim zor. Siz sanatçılar benim bir burjuva olduğumu söylüyorsunuz, burjuvalarsa beni tutuklamaya kalkıştı... hangisi beni daha çok incitti bilemiyorum. Burjuvalar aptal; ama güzelliğin hayranları olan sizler, benim ağırkanlı olduğumu, özlemlerim olmadığını söyleyenler, hiçbir özlemim sıradanlığın hazlarından daha tatlı ve dokunaklı olmadığını savunan bir sanatçılık anlayışı da olduğunu unutmamalısınız; hem kökeni ve kaderi itibarıyla öylesine derin ki bu sanatçılık anlayışı..."
Tonio Kröger, Thomas Mann'ın diğer uzun anlatılan "Venedik'te Ölüm", Tristan ve "Mario ve Sihirbaz" gibi, sanatçı ile dışarıda, "orada" duran dünyanın yüzleşmesini konu edinir; Tonio, içten içe, sanatın 'insanlık dışı, insana rağmen' yapılan bir iş olduğunu düşünür. Onun 'hayatı sanatın gölgesiyle lekelenmemiş' çocukluk arkadaşı sarışın Hans Hansen'e ve Hans Hansen'in temsil ettiği her şeye duyduğu özlem, hatta aşk, bu küçük ve güzel 'novella'nın eksenini oluşturur.
"İki dünya arasındayım. Her ikisinde de rahat edemiyorum. Bu yüzden işim zor. Siz sanatçılar benim bir burjuva olduğumu söylüyorsunuz, burjuvalarsa beni tutuklamaya kalkıştı... hangisi beni daha çok incitti bilemiyorum. Burjuvalar aptal; ama güzelliğin hayranları olan sizler, benim ağırkanlı olduğumu, özlemlerim olmadığını söyleyenler, hiçbir özlemim sıradanlığın hazlarından daha tatlı ve dokunaklı olmadığını savunan bir sanatçılık anlayışı da olduğunu unutmamalısınız; hem kökeni ve kaderi itibarıyla öylesine derin ki bu sanatçılık anlayışı..."
Tonio Kröger, Thomas Mann'ın diğer uzun anlatılan "Venedik'te Ölüm", Tristan ve "Mario ve Sihirbaz" gibi, sanatçı ile dışarıda, "orada" duran dünyanın yüzleşmesini konu edinir; Tonio, içten içe, sanatın 'insanlık dışı, insana rağmen' yapılan bir iş olduğunu düşünür. Onun 'hayatı sanatın gölgesiyle lekelenmemiş' çocukluk arkadaşı sarışın Hans Hansen'e ve Hans Hansen'in temsil ettiği her şeye duyduğu özlem, hatta aşk, bu küçük ve güzel 'novella'nın eksenini oluşturur.