Sayfa Sayısı düzenlenmiş, eski hali 136, yeni hali 181

Zekiye Boyana, ilk kitabı Kedi Beni Çağırıyorla okurun karşısına çıkıyor. Romanın kahramanı Melek, katmergül, küçük bir kız çocuğu iken; bahçesinde dönenip durduğu evden ve oturup konuştuğu kedisinden ayrılmış. Yoksul bir mahalleden, çıkmasına izin verilmeyen sokaklardan uzaklaşıp biraz daha iyice bir yerdeki bir apartmana taşınmış. Ama geride kalan bir şey çağırıyor onu hep... Bu çok katmanlı, zekâ pırıltılarıyla dolu romanı okumaya doyamayacaksınız.

Boncuklar çini karoların üstünde, şık şık zıplaya rak etrafa saçıldı, her biri bir tarafa gitti. O, hâlâ şaşkın, çenesi titreyerek donmuş vaziyette duvara dayanmış dururken ben şıkırdayan boncukların üzerinden kedi gibi şehvetli bir zarafetle kırıta kırıta geçtim. Tam apartmandan çıkarken döndüm. Kedi beni çağırıyor, dedim.
dedim.

Zekiye Boyana, ilk kitabı Kedi Beni Çağırıyorla okurun karşısına çıkıyor. Romanın kahramanı Melek, küçük bir kız çocuğu iken; bahçesinde dönenip durduğu evden ve oturup konuştuğu kedisinden ayrılmış. Yoksul bir mahalleden, çıkmasına izin verilmeyen sokaklardan uzaklaşıp biraz daha iyice bir yerdeki bir apartmana taşınmış. Ama geride kalan bir şey çağırıyor onu hep... Bu çok katmanlı, zekâ pırıltılarıyla dolu romanı okumaya doyamayacaksınız.

Boncuklar çini karoların üstünde, şık şık zıplaya rak etrafa saçıldı, her biri bir tarafa gitti. O, hâlâ şaşkın, çenesi titreyerek donmuş vaziyette duvara dayanmış dururken ben şıkırdayan boncukların üzerinden kedi gibi şehvetli bir zarafetle kırıta kırıta geçtim. Tam apartmandan çıkarken döndüm. Kedi beni çağırıyor, dedim.

Zekiye Boyana, ilk kitabı Kedi Beni Çağırıyorla okurun karşısına çıkıyor. Romanın kahramanı katmergül, küçük bir kız çocuğu iken; bahçesinde dönenip durduğu evden ve oturup konuştuğu kedisinden ayrılmış. Yoksul bir mahalleden, çıkmasına izin verilmeyen sokaklardan uzaklaşıp biraz daha iyice bir yerdeki bir apartmana taşınmış. Ama geride kalan bir şey çağırıyor onu hep... Bu çok katmanlı, zekâ pırıltılarıyla dolu romanı okumaya doyamayacaksınız.

Boncuklar çini karoların üstünde, şık şık zıplaya rak etrafa saçıldı, her biri bir tarafa gitti. O, hâlâ şaşkın, çenesi titreyerek donmuş vaziyette duvara dayanmış dururken ben şıkırdayan boncukların üzerinden kedi gibi şehvetli bir zarafetle kırıta kırıta geçtim. Tam apartmandan çıkarken döndüm. Kedi beni çağırıyor, dedim.