Çipilin Annesi,
Bir Kış Büyüsü başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
Yıldızlı bir kış gecesi, Almanya'nın kuzeyindeki bir kasabada, cenaze işleriyle uğraşan Alfred Dillinger'in kapısının önüne, minik bir tabut içinde yeni doğmuş bir bebek bırakılır. Dillinger ailesi, evlat edindikleri bu çocuğa Roberto adını verirler. Hayata alışılmadık bir merhabayla başlayan Roberto, aşkla ölümün birbirine çok yakın durduğunu, ölümünde yaşamın bir parçası olduğunu çok geçmeden öğrenir. Ve ne tuhaftır ki, kendini ölüme, yaşama olduğundan daha yakın hisseder. Yıllar sonra, unutamadığı çocukluk aşkının peşinden, Brezilya'ya giden Roberto'yu dünyanın bu uzak köşesinde şaşırtıcı olaylar beklemektedir. Bir masal havasıyla başlayıp, irkiltici gerçeklere dönüşen Bir Kış Büyüsü'nde Daniel Douglas Wissmann, trajik olanla komik olan, romantik aşkla irkiltici mizah arasında müthiş incelikli bir denge tutturuyor. Edebiyatla eğlendirme arasındaki sınırları hiçe sayan bir anlatımla, büyük bir tutkuyu işlerken, dünya edebiyatının büyük aşk öykülerine melankolik bir övgü düzüyor. Günümüz Alman edebiyatının dikkat çeken yazarlarından D.D. Wissmann, baştan sona soluksuz okunan bu romanıyla kalıcılığını kanıtlıyor
Yıldızlı bir kış gecesi, Almanya'nın kuzeyindeki bir kasabada, cenaze işleriyle uğraşan Alfred Dillinger'in kapısının önüne, minik bir tabut içinde yeni doğmuş bir bebek bırakılır. Dillinger ailesi, evlat edindikleri bu çocuğa Roberto adını verirler. Hayata alışılmadık bir merhabayla başlayan Roberto, aşkla ölümün birbirine çok yakın durduğunu, ölümünde yaşamın bir parçası olduğunu çok geçmeden öğrenir. Ve ne tuhaftır ki, kendini ölüme, yaşama olduğundan daha yakın hisseder. Yıllar sonra, unutamadığı çocukluk aşkının peşinden, Brezilya'ya giden Roberto'yu dünyanın bu uzak köşesinde şaşırtıcı olaylar beklemektedir. Bir masal havasıyla başlayıp, irkiltici gerçeklere dönüşen Bir Kış Büyüsü'nde Daniel Douglas Wissmann, trajik olanla komik olan, romantik aşkla irkiltici mizah arasında müthiş incelikli bir denge tutturuyor. Edebiyatla eğlendirme arasındaki sınırları hiçe sayan bir anlatımla, büyük bir tutkuyu işlerken, dünya edebiyatının büyük aşk öykülerine melankolik bir övgü düzüyor. Günümüz Alman edebiyatının dikkat çeken yazarlarından D.D. Wissmann, baştan sona soluksuz okunan bu romanıyla kalıcılığını kanıtlıyor