Suphi Taşhan
"Suphi Taşhanı bilir misiniz? Kocaman elleriyle kadehini bir silah gibi tutardı. Öfkesini kadehinden alırdı. Ne de tez unutuldu edebiyat tarihçileri tarafından... Oysa eski dergiler karıştırılırsa ne güzel örnekler çıkar.
Kim kime, dum duma.
Bir korku dalgası esiyor, edebiyat tarihçisi de bunun altında ezildi. Suphiyi bulup, gün ışığına yeniden çıkarmak bir cesaret işidir."
Mehmed işidir.
Mehmed Kemal, Acılı Kuşak, 3. Baskı, 1985
1985

Suphi Taşhan
"Suphi Taşhanı bilir misiniz? Kocaman elleriyle kadehini bir silah gibi tutardı. Öfkesini kadehinden alırdı. Ne de tez unutuldu edebiyat tarihçileri tarafından... Oysa eski dergiler karıştırılırsa ne güzel örnekler çıkar.
Kim kime, dum duma.
Bir korku dalgası esiyor, edebiyat tarihçisi de bunun altında ezildi. Suphiyi bulup, gün ışığına yeniden çıkarmak bir cesaret işidir."
Mehmed Kemal, Acılı Kuşak, 3. Baskı, 1985

Suphi Taşhanı bilir misiniz? Kocaman elleriyle kadehini bir silah gibi tutardı. Öfkesini kadehinden alırdı. Ne de tez unutuldu edebiyat tarihçileri tarafından... Oysa eski dergiler karıştırılırsa ne güzel örnekler çıkar.
Kim kime, dum duma.
Bir korku dalgası esiyor, edebiyat tarihçisi de bunun altında ezildi. Suphiyi bulup, gün ışığına yeniden çıkarmak bir cesaret işidir.
Mehmed Kemal, Acılı Kuşak, 3. Baskı, 1985

Hadi
Gel
Şu gövdeden bir dışarı vuralım
Görelim bakalım bu "can" ne
Uyur
Vurulmuşun
En güzeli
Uyur kan bahçelerinde
'Sevgili 'Sevgili Nevzat

Şairlik, ser'de çiçek örneği yaşama bana kalırsa. Okumak, yolculuk, deney... sonra farkına varmadan kazıdığın mısralar... Hatta sanat çevrelerinden uzaklaşmak, sevgi ve saygı duyduğun beş on arkadaşla ara sıra dertleşmek yeterli olmalı bir yazar için. İnsan yalnız kalınca anlıyor ne kadar mısrayı daha yazmadan yitirdiğini. Dün Ahmet Haşim'in "Gurabâhâne-i Laklakan"ından parçalar okudum. Her konuya el atmış, hem de hep yalnız kalmasını bilmiş. Bizim kuşak icat etmiş sanki meyhaneyi. Ben delikanlıyken Balık Pazarı'nda şarap içmeden şiir yazılmaz sanırdım. Eskiler de içmiş içmesine ama hepsi hepsi iki üç kadeh. İşini bitiren nevaleyi düzüp evinin yolunu tutmuş. Düşün bir, yirmi yıl günlük yazsaydım on ciltlik kitabım olurdu en azından.

Kal sağlıcakla.

Hadi
Gel
Şu gövdeden bir dışarı vuralım
Görelim bakalım bu "can" ne
Uyur
Vurulmuşun
En güzeli
Uyur kan bahçelerinde
'Sevgili Nevzat

Şairlik, ser'de çiçek örneği yaşama bana kalırsa. Okumak, yolculuk, deney... sonra farkına varmadan kazıdığın mısralar... Hatta sanat çevrelerinden uzaklaşmak, sevgi ve saygı duyduğun beş on arkadaşla ara sıra dertleşmek yeterli olmalı bir yazar için. İnsan yalnız kalınca anlıyor ne kadar mısrayı daha yazmadan yitirdiğini. Dün Ahmet Haşim'in "Gurabâhâne-i Laklakan"ından parçalar okudum. Her konuya el atmış, hem de hep yalnız kalmasını bilmiş. Bizim kuşak icat etmiş sanki meyhaneyi. Ben delikanlıyken Balık Pazarı'nda şarap içmeden şiir yazılmaz sanırdım. Eskiler de içmiş içmesine ama hepsi hepsi iki üç kadeh. İşini bitiren nevaleyi düzüp evinin yolunu tutmuş. Düşün bir, yirmi yıl günlük yazsaydım on ciltlik kitabım olurdu en azından.

Kal sağlıcakla.

'Sevgili Nevzat

Şairlik, ser'de çiçek örneği yaşama bana kalırsa. Okumak, yolculuk, deney... sonra farkına varmadan kazıdığın mısralar... Hatta sanat çevrelerinden uzaklaşmak, sevgi ve saygı duyduğun beş on arkadaşla ara sıra dertleşmek yeterli olmalı bir yazar için. İnsan yalnız kalınca anlıyor ne kadar mısrayı daha yazmadan yitirdiğini. Dün Ahmet Haşim'in "Gurabâhâne-i Laklakan"ından parçalar okudum. Her konuya el atmış, hem de hep yalnız kalmasını bilmiş. Bizim kuşak icat etmiş sanki meyhaneyi. Ben delikanlıyken Balık Pazarı'nda şarap içmeden şiir yazılmaz sanırdım. Eskiler de içmiş içmesine ama hepsi hepsi iki üç kadeh. İşini bitiren nevaleyi düzüp evinin yolunu tutmuş. Düşün bir, yirmi yıl günlük yazsaydım on ciltlik kitabım olurdu en azından.

Kal sağlıcakla.

'Sevgili Nevzat

Şairlik, ser'de çiçek örneği yaşama bana kalırsa. Okumak, yolculuk, deney... sonra farkına varmadan kazıdığın mısralar... Hatta sanat çevrelerinden uzaklaşmak, sevgi ve saygı duyduğun beş on arkadaşla ara sıra dertleşmek yeterli olmalı bir yazar için. İnsan yalnız kalınca anlıyor ne kadar mısrayı daha yazmadan yitirdiğini. Dün Ahmet Haşim'in "Gurabâhâne-i Laklakan"ından 'Gurabâhâne-i Laklakan'ından parçalar okudum. Her konuya el atmış, hem de hep yalnız kalmasını bilmiş. Bizim kuşak icat etmiş sanki meyhaneyi. Ben delikanlıyken Balık Pazarı'nda şarap içmeden şiir yazılmaz sanırdım. Eskiler de içmiş içmesine ama hepsi hepsi iki üç kadeh. İşini bitiren nevaleyi düzüp evinin yolunu tutmuş. Düşün bir, yirmi yıl günlük yazsaydım on ciltlik kitabım olurdu en azından.

Kal sağlıcakla.

'Sevgili Nevzat

Şairlik, ser'de çiçek örneği yaşama bana kalırsa. Okumak, yolculuk, deney... sonra farkına varmadan kazıdığın mısralar... Hatta sanat çevrelerinden uzaklaşmak, sevgi ve saygı duyduğun beş on arkadaşla ara sıra dertleşmek yeterli olmalı bir yazar için. İnsan yalnız kalınca anlıyor ne kadar mısrayı daha yazmadan yitirdiğini. Dün Ahmet Haşim'in "Gurabâhâne-i Laklakan"ından parçalar okudum. Her konuya el atmış, hem de hep yalnız kalmasını bilmiş. Bizim kuşak icat etmiş sanki meyhaneyi. Ben delikanlıyken Balık Pazarı'nda şarap içmeden şiir yazılmaz sanırdım. Eskiler de içmiş içmesine ama hepsi hepsi iki üç kadeh. İşini bitiren nevaleyi düzüp evinin yolunu tutmuş. Düşün bir, yirmi yıl günlük yazsaydım on ciltlik kitabım olurdu en azından.

Kal sağlıcakla.

'Sevgili Nevzat

Şairlik, ser'de çiçek örneği yaşama bana kalırsa. Okumak, yolculuk, deney... sonra farkına varmadan kazıdığın mısralar... Hatta sanat çevrelerinden uzaklaşmak, sevgi ve saygı duyduğun beş on arkadaşla ara sıra dertleşmek yeterli olmalı bir yazar için. İnsan yalnız kalınca anlıyor ne kadar mısrayı daha yazmadan yitirdiğini. Dün Ahmet Haşim'in 'Gurabâhâne-i Laklakan'ından parçalar okudum. Her konuya el atmış, hem de hep yalnız kalmasını bilmiş. Bizim kuşak icat etmiş sanki meyhaneyi. Ben delikanlıyken Balık Pazarı'nda şarap içmeden şiir yazılmaz sanırdım. Eskiler de içmiş içmesine ama hepsi hepsi iki üç kadeh. İşini bitiren nevaleyi düzüp evinin yolunu tutmuş. Düşün bir, yirmi yıl günlük yazsaydım on ciltlik kitabım olurdu en azından.

Kal sağlıcakla.