rico,
Romantik Korku başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi
eski halini göster |
yeni halini göster |
değişimi göster
"Gerçekten Gerçekten de dışarıda şimşek çakmaya başlamıştı. Sokaktan geçmekte olan bir adamın iskelete dönüşerek mavi bir tonda aydınlanıp sonra hiçbir şey olmamışcasına karanlık yoluna devam ettiğini görmesiyle yataktan fırlaması bir oldu. Şaşkınlıktan kocaman açılmış gözleriyle cama yapıştı, ancak yağmurlu gecede bir başka yürüyen yoktu. Tuvalete giderek aynanın karşısına geçti ve beklemeye koyuldu. Nihayet kendi sonunu gördü: Kocaman siyah burun ve göz boşlukları, sırıtma ile korkma arası belirsiz bir ifade... Kendini sisli bir karanlığın içinde yürürken buldu. Yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen üşümüyordu. Aniden çakan bir şimşeğin etrafı aydınlatmasıyla birlikte bir mezarlıkta olduğunu fark etti. Toprak ayaklarının altında vıcık vıcıktı, bu da yürümesini güçleştiriyordu. İkinci bir şimşekle kendi adının yazılı olduğu mezar taşıyla karşılaştı. Ad da onundu, soyadı da... Bir çok insanın sinirini bozacak bu tatsız tesadüf onun hoşuna gitmişti nedense. Ancak üçüncü şimşekle beraber bütün neşesi boğazında düğümlendi. Mezar taşının üzerinde kendi doğum tarihi yazılıydı, ölüm tarihi ise on beş gün sonrası... Bir an için kendini kaybetmiş olacak, bir solukta kazdı mezarı. Yağmur suyu, kan ve toprağın birbirine karıştığı uzun parmaklı elleriyle çürümüş ahşap tabutun içindeki iskeleti tutup çıkarttı. Kendisini çocukken kırılıp da yamuk kaynamış olan kolundan tanıdı, bu oydu!"
Genç oydu!
Genç bir yazarın, yazarlık serüveninin daha başında ortaya koyduğu sarsıcı bir yapıt. Gelecekte yazacaklarını müjdeliyen bir ustalık.
"Gerçekten de dışarıda şimşek çakmaya başlamıştı. Sokaktan geçmekte olan bir adamın iskelete dönüşerek mavi bir tonda aydınlanıp sonra hiçbir şey olmamışcasına karanlık yoluna devam ettiğini görmesiyle yataktan fırlaması bir oldu. Şaşkınlıktan kocaman açılmış gözleriyle cama yapıştı, ancak yağmurlu gecede bir başka yürüyen yoktu. Tuvalete giderek aynanın karşısına geçti ve beklemeye koyuldu. Nihayet kendi sonunu gördü: Kocaman siyah burun ve göz boşlukları, sırıtma ile korkma arası belirsiz bir ifade... Kendini sisli bir karanlığın içinde yürürken buldu. Yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen üşümüyordu. Aniden çakan bir şimşeğin etrafı aydınlatmasıyla birlikte bir mezarlıkta olduğunu fark etti. Toprak ayaklarının altında vıcık vıcıktı, bu da yürümesini güçleştiriyordu. İkinci bir şimşekle kendi adının yazılı olduğu mezar taşıyla karşılaştı. Ad da onundu, soyadı da... Bir çok insanın sinirini bozacak bu tatsız tesadüf onun hoşuna gitmişti nedense. Ancak üçüncü şimşekle beraber bütün neşesi boğazında düğümlendi. Mezar taşının üzerinde kendi doğum tarihi yazılıydı, ölüm tarihi ise on beş gün sonrası... Bir an için kendini kaybetmiş olacak, bir solukta kazdı mezarı. Yağmur suyu, kan ve toprağın birbirine karıştığı uzun parmaklı elleriyle çürümüş ahşap tabutun içindeki iskeleti tutup çıkarttı. Kendisini çocukken kırılıp da yamuk kaynamış olan kolundan tanıdı, bu oydu!"
Genç bir yazarın, yazarlık serüveninin daha başında ortaya koyduğu sarsıcı bir yapıt. Gelecekte yazacaklarını müjdeliyen bir ustalık.
Gerçekten de dışarıda şimşek çakmaya başlamıştı. Sokaktan geçmekte olan bir adamın iskelete dönüşerek mavi bir tonda aydınlanıp sonra hiçbir şey olmamışcasına karanlık yoluna devam ettiğini görmesiyle yataktan fırlaması bir oldu. Şaşkınlıktan kocaman açılmış gözleriyle cama yapıştı, ancak yağmurlu gecede bir başka yürüyen yoktu. Tuvalete giderek aynanın karşısına geçti ve beklemeye koyuldu. Nihayet kendi sonunu gördü: Kocaman siyah burun ve göz boşlukları, sırıtma ile korkma arası belirsiz bir ifade... Kendini sisli bir karanlığın içinde yürürken buldu. Yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen üşümüyordu. Aniden çakan bir şimşeğin etrafı aydınlatmasıyla birlikte bir mezarlıkta olduğunu fark etti. Toprak ayaklarının altında vıcık vıcıktı, bu da yürümesini güçleştiriyordu. İkinci bir şimşekle kendi adının yazılı olduğu mezar taşıyla karşılaştı. Ad da onundu, soyadı da... Bir çok insanın sinirini bozacak bu tatsız tesadüf onun hoşuna gitmişti nedense. Ancak üçüncü şimşekle beraber bütün neşesi boğazında düğümlendi. Mezar taşının üzerinde kendi doğum tarihi yazılıydı, ölüm tarihi ise on beş gün sonrası... Bir an için kendini kaybetmiş olacak, bir solukta kazdı mezarı. Yağmur suyu, kan ve toprağın birbirine karıştığı uzun parmaklı elleriyle çürümüş ahşap tabutun içindeki iskeleti tutup çıkarttı. Kendisini çocukken kırılıp da yamuk kaynamış olan kolundan tanıdı, bu oydu!
Genç bir yazarın, yazarlık serüveninin daha başında ortaya koyduğu sarsıcı bir yapıt. Gelecekte yazacaklarını müjdeliyen bir ustalık.