Terry Pratchett'ın adını çok duymuşluğum vardı ancak eserlerini yakından tanımıyordum. Yakın geçmişte çevirisi yapılan, başkalarıyla ortak yazdığı iki kitabı(Kıyamet Gösterisi ve Uzun Dünya) okumuştum ve bunlardan anladığım kadarıyla çok benim kafamdan bir yazardı(Merhaba DNA, merhaba İngiliz sarkastik mizahçıları). Diskdünya kitaplarının bu yeni basımlarının ardından gördüm ki yanılmamışım. Kitapları okuduktan sonra ölümüne daha da çok üzüldüm, ne mübarek adammışsın sen Pratchett. Allah rahmet eylesin. Normalde pek yapmadığım bir şeyi yapacağım ve ilk olarak kitaplar(2. kitap Fantastik Işık ile beraber değerlendiriyorum) hakkındaki olumsuz görüşlerimi dile getireceğim. Daha doğrusu görüşümü, çünkü bir tane var. Kitaplar çok kısa. Hemen bitiyorlar. Evet, eleştirim bu. Kitapları aşırı hızlı okumaya uğraşmam ama fabrika ayarlarım ortalamanın üstünde bir hızla okumaya ayarlı. Otobüse binerken başladım, uzun yolda bir oturuşta bitirdim bir kitabı ve keşke daha uzun olsaymış demeden geçemedim. Kısa olmaları yetmiyormuş gibi bir de kitaplar yağ gibi akıyor, sanki beni hemen okumalısın ve diğerlerine geçmelisin der gibi. Bu da hem yazarın hem de çevirmen ve editörün başarısı ki hepsini ayrı ayrı kutluyorum. Artık yapacak bir şey yok, diğer kitapların çevrilmesini bekliyorum. Bir dahaki sefere üç hatta beş kitap birden çevirin lütfen Fantastik dünya yaratma konusunda Brandon Sanderson'ı hep övüyorum, övüyoruz. Adam çok şahane şeyler yazıyor çünkü. Hakkı var yani. Sanderson ile birebir aynı tarzda değiller ama Pratchett da dünya yaratma konusunda bir otorite sayılmalı. Bir kaplumbağanın sırtında duran fillerin sırtında duran dümdüz bir dünya yaratıp bir de bu dünyaya uygun (meta)fizik kuralları, uygun coğrafi koşullar, gök cisimlerinin hareketleri, yönler falan filan oluşturmak her yiğidin harcı değil. İlk bakışta saçmalıklar toplantısı gibi görünse de her şeyin arkasında bir sebep var, bir kader var. Ben böyle komik görünen ama arkasından bazen çok açık bazen de beyin yakan bir açıklama getiren yazım tarzını çok seviyorum, Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni de aynı nedenle çok sevmiştim. Özellikle The Science of Discworld kitaplarının en kısa sürede çevrilmesini istiyorum ki bir an önce okuyabileyim. Ay lav Bilim Sırf dünya değil, karakterler de şahane ve de bombastik. "Turist" İkiçiçek, "Büyücü" Rincewind(Prensmit?), bir garip yürüyen sandık, Barbar Cohen(Ghenghiz Cohen, sanırım kitapta adı yok ama internette wikisinin ilk satırında gördüm, Cengiz Han ve Barbar Konan. İkili gönderme), SÜREKLİ CAPS LOCK AÇIK KONUŞAN ÖLÜM, tanrılar, krallar, ejderha binicileri, troller falan filan bir sürü şey var daha saymaya üşendim. Hepsi ayrı güzel ve çoğu da klişeleri kullanarak klişelerle dalga geçiyor. Fantastikte siyah/beyaz savaşını sevmeyenler bu kitabı korkmadan okuyabilirler, çok orijinal insanlar var bu dünyada. Dünyayı sevdik, karakterleri saydık. Olaylar ve hikayeler de bu iki unsur güzel olunca çok da iyi güzel oluyor. Kitap boyunca pek çok şeyi baş karakterlerimiz bilmiyorlar, yolda karşılarına çıkan olaylar sırasında bazen Pratchett gelip dünyayla alakalı bir şeyler anlatıyor(Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde de vardı bu teknik) Buralarda genellikle dünyanın lore'undan kesitleri eğlenerek öğreniyoruz. Kitaplardaki favori bölümlerim genellikle buralardan çıktı çünkü buralarda çok güzel taşlamalar var. Ayrıca çok klişe konular işleniyor gibi görünse de kazın ayağı öyle değil. Bu konuları öyle bir anlatıyor ki Pratchett! Klişeler bilindik olmaktan çıkıyor, sağı solu pataklanmış, pert olmuş ve merhamet için ağlar halde yere serili kalıyor. Vay be diyorsunuz ve onun meşhur şapkalarından birini kafanıza geçirip karşısında şapka çıkarmak geliyor içinizden. (Benim söylemesi ayıp bir kovboy şapkam var, onunla bu uygulamayı yaptım.) Taşlamalar dedik, kitaplarda bol bol gönderme ve iğneleme var. Spoiler olmasın diye sadece sığ-gort-ah diyorum, liseliler bilmez. Tüm göndermeleri yakalamak çok zor, benim kaçırdıklarım da kesin vardır ancak şöyle diyeyim hem herkesin anlayabileceği şeyler var hem de sadece konuyu bilenlerin görünce iki katı fazla gülümseyeceği yerler var. Birisi kitaplar için inceleme yazarsa kaçırdığımız göndermeleri de yakalar ve daha fazla sırıtırız. İşte böyle. Ben çok sevdim, herkese tavsiye ediyorum. Bu kitapları okumak sonuçta olur da sevmeseniz bile size farklı bir bakış açısı kazandıracak. Okumazsanız iki elim yakanızda ona göre! 10/10 would read again