zynpbz, 35 adet değerlendirme yapmış.  (5/5)
  ileri »
Etiler'in Oyuncak Bebekleri
Etiler'in Oyuncak Bebekleri

10

BBG evindeki sinem'den bahsedildğini görünce çok şaşırmıştım meğer neler neler oluyomuş o televizyonun arka planında neler yapanıyomuş... D: iyi kız Almanya ikinci güzeli dersin … dersin 18 yaşında A: tamam D: 1,80 boyunda A: tamam tamam kızı ben biliyorum abi kızı ben biliyorum sen rakam söyle D: tamam binden yapsın A: gecelik D: 4 saat kalsın A: 1000 çok fazla olur abi 1000 1000 diyor ne yapıyor abi bir şey söyleyeceğim sana başka peki 500, 300 D: kaç saat kalacak 2-3 saat mi… şimdi 500 A: … yani vermez diyorum sen birini gönder Tarih 3 Nisan 2006… Güneşli bir İstanbul sabahında birçok insan uyku mahmurluğunu atarak işlerinin yolunu tutmaya hazırlanıyordu? Bu tabii ki herkes için geçerli değildi. İstanbul polisi Türkiye’nin gündemini değiştirecek bir operasyona hazırlanıyordu… Yukarıdakine benzer telefon görüşmeleriyle zengin erkelere, para karşılığında ünlü mankenleri pazarlayan çeteye karşı gerçekleştirilen bu operasyonun ucu kamuoyunun çok yakından tanıdığı siyasilere, işadamlarına, sporculara, sanatçılara ve mankenlere kadar uzanıyordu. Soruşturma tutanaklarına geçen bazı isimler şunlar: Celal Doğan, Fevzi Berdibek, Emir Sarıgül, Sergen Yalçın, İbrahim Toraman, Ali Güneş, Hasan Şaş, Necati Ateş, Fulden Uras, Pelin Giyim, Sinem Ulaş…

Kayıp Yüzyılın Prensesi Oylum
Bridget Jones'un Günlüğü 1
Yedi Uyuyanlar
Yedi Uyuyanlar

9

'Oğlumu kurtar' diyordu kadın, kalabalığın arasında bana uzanarak, kocaman açtığı gözlerinde sessiz bir çığlık vardı. 'Oğlumu kurtar! oğlumu kurtar!...' diyordu. Hükümet, devrimin on beşinci yılını kutluyordu coşkusuz meydanlarda. Ve devrim önderi Molla Celalettin'in Beykoz Sırtlarındaki anıt mezarını ziyaretle başlıyordu bütün resmi devlet törenleri. (...) Kim olursak olalım ve nereden gelirsek gelelim, bizler onların aradıkları adamlar değildik. Tamam, çağları atlayıp gelmiştik, varlık sebebimiz bir mucizeydi ve bizim yaşadıklarımızda elbette ki bir hikmet-i hüda vardı. Ama sonuçta onların anladıkları anlamda birer aziz değildik. Kim olduğumuzu, ne olduğumuzu onlar da tam olarak bilmiyorlardı. Vadi Yayınları DR'nin ilk romanıyla buluşturuyor okuyucuyu.. Geçmişle geleceğin, gerçeklikle kurgunun, uykuyla uyanıklığın içiçe geçtiği bir atmosferde yedi uyuyanlar'ın öyküsü sunuluyor romanda. Yedi Uyuyanlar düşlemeye ve düşünmeye davet ediyor okurunu. Düşleyerek düşünmek, düşünerek düşlemek isteyenler için..

Yaprak Dökümü
Yaprak Dökümü

10

Diziye uyarlanmadan önce merka edipte aldığım bir kitaptı.. Tamda bnm sevdğim tarzda Bir romandı bu.. Bir solukta okumuştum dizisi ni izleyince aynı heycanla 2. kez okudum.. Eserin baş kahramanı Ali Rıza Bey, Bâbıâlî'den yetişmiş bir mülkiye memurudur.40 yaşlarına yakın zamanda evlenip 5 çocuğu olur en büyük evladı fikret babasının karakterine benzerliği ile dikkat çekmektedir kitapta.. Oğulları şevket ferhunde ile tanışında tüm ailenin hayatları değişir Ferhunde bu aileye gelin olarak gelir.. Olanca fakirliklerine rağmen aşırı derecede müsrif davranan ev halkı, sonunda zor duruma düşer. Şevket, çalıştığı bankadan aldığı parayı yerine koyamadan yakalanınca, bir buçuk yıl hapse mahkum olur. Bunu fırsat bilen ve zaten evdeki yoksulluktan da hep şikayet eden Ferhunde evi terkeder. ve Ali Rıza Bey yıllar önce: "Kızlarının ahlâksızlıklarına göz yumarak, para yiyip geziyor !" diye kızdığı eski bir kahvehâne arkadaşıyla aynı durumda olarak, kızı Leyla'dan gelen paralarla, takım elbiseler içinde, mutlu bir halde yaşıyordur. Yalnız, onu mutsuz eden bir tek şey vardır: "Kendisine o eski sözlerini hatırlatan, eski kahvehâne arkadaşlarıyla yolda göz göze gelmek..."

Aşk Şehri (Divan-ı Kebir`den Seçmeler)
Aşk Şehri (Divan-ı Kebir`den Seçmeler)

8

Yolda okurum diye çantama attığım yol boyunca 70. sayfalarına dek okuduğum devamını merak edip heycanla evde okuduğum bir kitaptır.. tavsiye ederim ben çok beğendim.. Nasihat niteliğinde kısa kısa hikayeler var içinde..

Huzur Sokağı
Huzur Sokağı

10

Beni bu kadar ağlatan bi başka kitap olmamıştı.. ilk 30 sayfa okuduktan sonra kitabın gidişatını tahmin eder olmuştum.. Tamamen yanıldım çok farklı bi akışa sahip çok duygu yüklü insanı kendi içine çeken bi kitap.. Yeri geldi kendimi feyza yerine koydum yeri geldi zeynep.. Feyzanın yaşadıkları,yaşayamadıkları :'( Bilal'e olan aşkından islama yönelmesini,kızınıda bu şekilde yetiştirmesi ile çevresinden taktir ve övgüler toplaması.. Açık hoppa bi kızın islama bu kadar bağlılıkla dönmesini 2 gün de okudum.. kitap bitmesin diye beğendğim kısımları kavuşma anlarını 2 şer kez okudum özelliklede şu kısım neredeyse 5 dakika boyunca hıçkırıklar ile ağlamama sebeb oldu.. Feyza; kusura bakmayın hacı amcacım biraz geciktim ama bu vakte kadar çocuğu bekledim gelmeyince ben getirdim .. Bilal aşinası olduğu bu ses üzerine büyük bir hızla arkasına döndü ve hayretle inanamaz bi halde elinde bavul içeri girmekte olan feyzaya baktı.. bir anda göz göze geldiler.. > yarın osmanla gönderirsiniz zarfı (parayı ) alla'a ısmarladık efendim dedi ve aceleyle adeta kaçar gibi mağazadan çıkmak üzereydiki bilal bi ok gibi fırladı yerinden ve heycanlı bir sesle Feyza hanım! diye feyzanın yolunu kesti.. > feyza ; yanlışınız var beyfendi benzetmiş olucaksınız dedi ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.. Aslında koca bi kitabın dönüm noktası burası idi :( sonrasında birbirlerini bulmaları yine kaybetleri yanlış anlamalar. konuşamamalar.. ve yaşanamayan duygular aşk'lar.. bi solukta içime çektiğim bu kitabı tüm okurlara tavsiye ederim.. Böylesi aşk varmıdır dedirticek kimi zaman ağlatıcak kimi zaman tebessümlerinize sebeb olucak ender rastlanır kitaplardan birisi diyebilirim..

  ileri »