hulyami, 742 adet değerlendirme yapmış.  (22/106)
Dolunay - Royal House of Shadows #3
Dolunay - Royal House of Shadows #3

8

Dolunay - Jessica Andersen Serinin üçüncü kitabı kurgu bakımından serinin en güçlü hikayesi idi bence..Çok da akıcı bir dilde yazılmıştı..Serinin bu macerasında da Elden Varisimiz Prens Dayn idi.Hem vampir hem kurt adam kılığına girebiliyordu Kadın kahramanımız ise Reda(Alfreda) Weston eski bir polis idi..Her şey annesinden kalan Kırmızı Başlıklı Kız isimli eski bir kitabı tekrar bulması ile başladı..Ani bir akım ile bambaşka bir dünyaya gitti.Kurt adamların dünyasına . Dayn'da yirmi yıldır kurt adamların dünyasında sürgün yaşıyordu.Elden Krallığına gidebilmek için bir rivayet olan klavuz kadının ona eşlik etmesini bekliyordu..Canavarlaşarak kurt kadınlar ile çiftleşerek güç topluyordu..Kısaca iki tarafta birbirlerini kullanıyorlardı..Zira bu güce kraliyeti kurtarmak için ihtiyacı vardı. BU ikilinin hikayesini de çok beğendim.Tutkulu bir aşk ,sıra dışı bir macera,Kurt adamlar,vampirlerin cadıların olduğu bir bölümdü.Şİmdi serinin dördünci kitabını okumak için sabırsızlanıyorum..Özellikle fantastik severlerin çok beğeneceği bir seri..Tavsiye ederim.. 1-Kara Gönülçelen / Lord of the Vampires by Gena Showalter 2.Savaşçı Ruh/Lord of Rage by Jill Monroe 3.Dolunay/ Lord of the Wolfyn by Jessica Andersen 4.Lord of the Abyss by Nalini Singh http://hulyami.blogspot.com/2013/10/savasc-ruhjill-monroe-ve-dolunayjessica.html

Savaşçı Ruh - Royal House of Shadows #2
Savaşçı Ruh - Royal House of Shadows #2

7

Savaşçı Ruh, Royal House of Shadows Serisinin ikinci kitabı idi .. Harlequin'in Mystery Serisinden ikinci seri olan Royal House of Shadows serisi dört kitaplık bir seri yine serinin her kitabını değişik yazarlar yazıyor.. Paranormal aşk romanı içinde vampirler, kurtadamlar, büyücüler, cadılar, ruhlar vs türünde aklınıza gelebilecek her türlü yaratığın içerisinde bulunduğu bir seri.. Ama içinde derinlemesine hissedebileceğiniz bir aşk da var..Serinin her kitabında da Kan Büyücüleri tarafından saldırıya uğrayan Elden Krallığı varislerinin maceraları var kitaplar bağımsız okunabileceği gibi birbirine bağlı olarak da okunabilir..Ama sıra ile okunsa çok daha iyi bence.. Bu macerada ise kahramanlar yine rüyalarında tanışıyordu..Breena ve Osborn erkek kahramanımız bir serdengeçti idi..Ormanda karşılaşmaları ile birlikte Breena'nın onun savaşçı gücüne ihtiyacı vardı..İkiside birbirlerini rüyalarından tanıyordu. Breena Elden Krallığının varisi idi yardıma ihtiyacı vardı.. Osborn'un yardımına..Onun becerilerine ihtiyacı vardı zamanlar onun sevgisini de istemeye başlamıştı.. Bu vahşi adam ile aralarındaki aşk zamanla doğdu ve ikisinin de bir seçim yapması gerekiyordu... Güzel bir hikaye idi.. 1-Kara Gönülçelen / Lord of the Vampires by Gena Showalter 2.Savaşçı Ruh/Lord of Rage by Jill Monroe 3.Dolunay/ Lord of the Wolfyn by Jessica Andersen 4.Lord of the Abyss by Nalini Singh

Ölümüne Sev Beni
Ölümüne Sev Beni

8

Yeni bir okuduğum bir yazar Allison Brennan romantik gerilim tarzından yazıyor..Kalemini beğendim çok akıcı yazıyor yazar..Macera aksiyon aşk polisiye temaları ile harmanlamış hikayeyi anlatımını çok sevdim..Dokuz kitaplık Lucy Kincaid serisinin ilk kitabı Ölümüne Sev Beni'yi tarz olarak yazarı Karen Rose'un Bana Aitsin ve Anlatacak Bir Şey Kalmadı serisine benzettim. Lucy Kincaid serisi Romantik Gerilim tarzında yazılmış . Bu tür hikayeler çok sevdiğim bir tarz fakat Epsilon Yayınları bu seriye hak ettiği değeri vermesini umuyorum.. Seride Lucy Kinkaid ve sevgilisi Sean Rogan'ın maceraları üzerine kurgulu..Sean Rogan'ın ağabeyleri de üst düzeyde bir araştırma şirketleri var hepsi dünyanın bir yerine dağılmış karizmatik tehlikeli adamlar. En büyük ağabeyi Duke annesi babası öldükten sonra ona bakmış ikisinin bağlantısı kopmamıştır..Lucy Kinkaid'in agabeyi ile birlikte çalışmaya başlamıştır..Lucy'yi bir yıl önce gördüğü anda da vurulmuş ve aklından çıkaramamıştır..Belkide Lucy'nin ağabeyi James ile çalışmasının nedeni de budur.. Lucy Kinkaid altı yıl önce iki sapık tarafından kaçırılarak şiddete maruz kalarak tecavüze uğramış. Ölümden kıl payı kurtulmuş ve saldırganlarından birini öldürmeyi başarmıştır..Şimdi ise tek amacı FBI'ya katılmaktır..Geçmişte uğradığı bu korkunç saldırının izlerini hayatından çıkartmak konusunda büyük bir başarıya ulaşsa da izleri tamamen silmek mümkün olmamıştır.. FBI'ya başvurusunun sonuçlarını beklerken saldırıya uğrayan kurbanları koruyan bir örgütte de gönüllü olarak çalışmaktadır. İşte bu çalışmalardan birinde tekrar bir sapık tarafından başı derde girer ve bu arada eski saldırı olayı ile ilgili de yeni gelişmeler,bağlantıları öğrenecek, bu arada da hayatına Sean Rogan girecektir.. Çok daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum çünkü romanı okumak isteyenler için tadı kaçabilir zira..Polisiye severlerin seveceğini tahmin edeceğim bir yazar Allison Brennan bir denemenizi öneririm...Özellikle Lucy Kincaid serisinin yeni kitaplarını bir an önce okumak istiyorum.... Lucy Kincaid Serisi: 1. Love Me to Death (2010) 2. Love Is Murder (2011) 3. Kiss Me, Kill Me (2011) 4. If I Should Die (2011) 5. Silenced (2012) 6. Reckless (2013) 7. Stalked (2012) 8. Stolen (2013) 9. Cold Snap (2013) http://hulyami.blogspot.com/2013/10/olumune-sev-beni-allison-brennan.html

Hep Seni Bekledim
Hep Seni Bekledim

9

"Uzun zamandır ara vermiş olduğum bir yazardı Nicholas Sparks. Bu kadar ara vermek ile çok büyük hata etmişim..En kısa sürede yazarın okumadığım diğer kitaplarını da okuyacağım..Müthiş bir anlatım,o sadelik,o duygu sağanağı muhteşem..Bir de yazarımız uzun uzun aşk sahneleri yazmıyor. Öyle bir anlatım ile yapıyor ki bunu o aşkı sonuna kadar hissediyorsunuz..Yazarı ilk Denizden Gelen Mektup isimli romanı ile tanışmıştım..O roman beni büyülemişti. Fakat sonu çok iç parçalayıcı idi.. İşte yazarın romanlarında her türlü sona kendinizi hazırlamanız gerekiyor.Hep Seni Bekledim de sonu sürprizli bir son bekliyor sizleri.. Kitabın başlarında biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim.Fakat sonradan kitap bir açıldı ki elimden bırakamadım.Kitap da aşk,aile,dram,sadakat,savaş temaları üzerinde kurgulu idi.. Müthiş bir hikaye idi..Kesinlikle tavsiye ederim.. "

Aşkın Günahı (Penwich Erdemli Kızlar Okulu #1)
Aşkın Günahı (Penwich Erdemli Kızlar Okulu #1)

8

Sophie Jordan en sevdiğim yazarlardandır..İLk Düğün Gecesi romanı ile onunla tanışmıştım..Yazarım kitaplarında yarattığı sıra dışı dünyayı çok seviyorum.. Penwich Erdemli Kızlar Okulu isimli üç kitaplık serinin ilk kitabı Aşkın Günahı isimli kitabı yazarın diğer kitaplarına göre daha değişik ve egzotik buldum..Kurgusundan çok bende bırakmış olduğu duygu yoğunluğunu sevdim..Özellikle aşk sahneleri o tutkuyu ve ateşi yazar güzel işlemişti.. Belki kurgusu çok güçlü değildi ama oldukça değişikti..Kısaca bu kitabını da çok sevdim yazarın. Penwich Okulunda okumuş olan üç genç kızın hikayelerinden oluşuyor.. Fallon O'rourke,Marguerite Laurent,Evelyn Cross isimli üç genç kızdan her birinin bir dileği vardı.. Fallon Bir Yuvası Olmasını,Evie Macera ,Marguerite Önemli Olmayı diliyordu. Fallon'un babası bahçıvan idi..İşvereninin gönderdiği uzak yerden dönemeden vefat edince öksüz kalmıştı..Babasının işvereni onu Penwich Kızlar Okukuna gönderir..Orada çok gaddar,sert bir eğitimden geçer..Hayatta arkadaşlarından başka kimsesi kalmamıştır..Okuldan mezun olduktan sonra bulduğu işlerde erkek patronlların sarkıntılık yapması kendisinde sinirli olması yüzünden çalıştığı ilerde barınamıyordu..En son çalıştığı teki işverenin oğlu yüzünden işi bırakmak zorunda kalır.Fakat onunla gece sokakta mücadele ederken Dominic Hale şahit olur..Ona yardım etmek isteyerek arabasına alır.., Fakat bir lakabıda İblis Dük olan Dominic küçükken yaşadıkları yüzünden adeta kalbini kaybetmiştir.Kendini sefahata vermiş ahlaksızlıkları ile inlü bir adamdır.Fallon'dan çok etkilense de onu ahlaksızlığı ile korkutarak elde etmeye çalışır..Fallon ise ondan hem korkup etkilense de onunla bir daha karşılaşmayacağına adeta yemin eder..Dominic ona ihtiyacı olabileceğini düşünerek kartını verir..Ama Fallon ondan yardım istemeyi gitmeyi aklına bile getirmez.. Not: Fallon her şey için adeta yemin ediyor.., Fakat büyükler büyük lokma yut büyük söz söyleme diye boşuna söylememişlerdir..Fallon bir anda işsiz kalıp arkadaşlarının yanınada sığınamayınca da kadın iken patronların sarkıntılıklarından bıktığı bir anlamda da iffetini korumak için erkek kılığına girer..BU durumda hem biraz para birikirip taşraya geçmeyi hem de erkeklerin sarkıntılıklarından kendini korumayı planlamaktadır.. Elbette ki evdeki hesap çarşıya uymaz çünkü ajans ona bula bula İblis Dük'ün evinde iş bulur..Onunla karşılaşmamaya ve evine gitmemeye yemin etse de kader mi ? şans mı? ne denirse ağlarını örmeye başlamaktadır..Bu şeytansı adamdan bu kadar etkilenirken orada çalışmak onu çok zorlayacağı kesindir..Ama başka çaresi de yoktur..Üstüne üstlük bir olaydan sonra onun özel hizmetçisi de olduktan sonra işler kontrolden çıkmaya başlar.Dominic bu genç adamın davranışlarından kendinden hoşlanmadığını anlamıştır da..Bunun nedenini çözmeye çalışır.. Ben severek okudum.Yazarın okuduğum dördüncü romanı..Kalemini çok seviyorum. Beni tam da yüregimden yakalıyor..Yine de Düğün Gecesi bence yazarın okuduğum en güzel romanı..Serinin ikinci kitabını da çok merak ediyorum..Biraz değişik bir kitap okumak isterseniz bu roman tam size göre bence... Penwich School for Virtuous Girls 1. Sins of a Wicked Duke (2009) Aşkın Günahı 2. In Scandal They Wed (2010) 3. Wicked Nights With a Lover (2010) . http://hulyami.blogspot.com/2013/09/askn-gunah-sophie-jordan.html

Sürgün (The Mccabe Trilogy,# 2)
Deniz Katedrali
Deniz Katedrali

10

Kitap Adı : Deniz Katedrali Yazarı : İldefonso Falcones Orjinal Adı: La catedral del mar Goodreads Puanı : 5/3,96 Puanım :5/5 İldefonso Falcones'in Deniz Katedrali' kitabını yaklaşık dört yıl önce okumuştum.Bu kitaba ilginç bir kitap demek büyük bir haksızlık bana göre..752 Sayfalık bu roman kapağını açtığınız da adeta su gibi akıyor..O çağı kitabı okurken adeta yaşıyorsunuz.. Orta Çağ Barcelona'sında geçen bir Katedralin inşasını anlatırken 14. yüzyıl orta çağ karanlığını adeta bir resim gibi tasfir ediyordu.. Roman Bernard Estanyol'un düğününde başlıyor ve kendisi feodal beyinin emri altında yaşayan bir çiftçi idi..Babası yeni ölmüş olduğu için toprak işletim hakkı ona kalmıştı..Aslında o zamanki düzen içinde özgür gibi görünse de yine de köle sayılırdı.Çünkü toprakları terk etmemek karşılığında sözde özgürlüğü kendilerine bahşediliyordu.. Beyliğe ait en çok topragın bekar olan Bernauda kalması çevrediki bekar kızları olan aileler içinde mükemmel bir fırsattı. Sonunda o ailelerin kızlarından biri ile evlenmeye karar veriri..Fakat asıl olay ve kitap burada başlıyor.Düğününe gelen feodal beyi gelini gördükten sonra ilk gece kulanım hakkı istiyor ve bunu gerçekleştiriyor..Ama zavallı kadının başına gelen bununla da bitmiyor..Herkesin önünde karısı ile ilişkiye girmesini emrediyor..Bernant bunu zorla gerçekleştirmek zorunda kalıyor..Bu geceden sonra karısı ile arası asla iyi olmuyor..Bu geceden sonra hamile kalan kadının dramı tabii ki bitmiyor..Kocasını terk ediyor defalarca tecavüze maruz kalıyor..Doğan çocuğunun kimden olduğu aileden gelen bir ben ile anlaşılıyor..O ben olmazsa feodal beyi çocuğun üstünde de hak iddia edebilecek idi.. Tabii Rernaud'un dramı bununla da bitmiyor..İlk gece olayından ve karısının kötü yola düşmesinden hayat oznun için daha da zorlaşıyor..Sonunda Bernaud oğlu Arnaud'u da alarak topraklarını terk ederek kaçmak zorunda kalıyor...Yıllarca köle gibi yanına sığındığı akrabasının yanında çalışmak zorunda kalıyor..Bir yandan da oğlu Aranaud'u büyütüyor..Bundan sonra da oğlu Arnaud'un inanılmaz hikayesi başlıyor..Yazar o dönemi o kadar güzel araştırıp bize aktarmış ki okurken elinizden bırakamıyorsunuz..Bir de olayları tarihsel olaylar ile de desteklemiş.Kesinlike gerçeklere dayandırılmayan tek bir sahne yok romanda .. O zaman ki iç savaş,kıtlık,veba,enginizisyon mahkemesi..Dudaklarınızı uçuklatacak cinsten olaylar kadınların değersizliği..Ve o çağda yaşanan yasak bir aşk.. O zamanın şartlarına göre çok ağır cezası olan bir suç..Özellikle kadınlar karşı..Her şeye rağmen..Müthiş idi.. Arnaud'un ve babasının yaşadığı iftira ve sonunda babasını idam edilmesi..Arnaud'un iftirayı atandan intikam alması..Hapise düştüğünde fahişede olsa anne annedir sözünün doğrular şekilde annesinin onu kurtarması..Hem de onu yıllarca uzaktan takip ederek.. Tereddüt etmeden bu kitabı tavsiye ederim .Fakat bir historical kitap okuyacağınızı düşünüyorsanız,tarihi olaylardan sıkılıyorsanız,bu kitaba hiç başlamayın.. Ken Follet severler bu yazarı da bence severler..Yazar orta çağın gerçeklerini o adar güzel işlemiş ki okurken yüreğiniz acıyor adeta..Yazarın Mart 2013'de çıkan kitabı için de umarım fazla beklemem.. Kesinlikle Tavsiyemdir.... Tarihi Kurgu,savaş,macera ve aşk hikayelerini seviyorsanız Yazarın Deniz Katedrali ve Fatımanın Eli kitapları bence tam size göre... http://hulyami.blogspot.com/2013/09/deniz-katedrali-ildefonso-falcones.html