Gurur- Marsha Canham Üç kitaplık bir seri olan Highlands 'ın ilk kitabı Goodreads puanı 3,89 1)The Pride of Lions (Gurur) 2)The Blood of Roses (Bedel) 3)Midnight Honor Marsha Canham yine yaptı yapacağını Benim Ebedi Aşkımda Haçlı Savaşlarına,Demir Gül'de Korsan Savaşlarını anlatırken adete yaşattı diyebilirim.. Belki biraz fazla detaylı anlatıyor diye düşünülebilirse de bence olayları size kazıtarak anlatıyor adeta dönemi yaşıyorsunuz.. Yazar bu kitabında bizlere İskoçya tarihini adeta öğretiyor.Va tadına doyulmaz tutkulu bir aşk ilede hikayeyi süsleyip taçlandırmış.... Hikaye 16 yüzyılda İngiltere ve iskoçya'nın en kanlı tarihlerinden 1745'de başlıyor..Catherina Ashbrooke soylu bir İngiliz asilzadenin şımarık kızı Alexander Cameron oda savaşçı ve onurlu,cesur inanılmaz yakışıklı bir İskoç savaşçısı inatçı kararlı..Şngiliz topraklarına kılık değiştirerek tüccar kılığında giriyor..Catherinenin ağabeyi Damien ile sıkı bir arkadaş.. Catherine kendisini bir İngiliz subayı ile neredeyse nişanlı olarak adetmektedir...Tüm erkekleri parmağının ucunda oynatmaktan da büyük bir zevk alır..Amaa Kendi topraklarında bir anda karşılaştığı Alex ile yolları kesiştiğinde hayatının plamladığı gibi gitmeyceğini bilemezdi tabii ki.. Baloda Hamilton Garner'i kıskandırmak için kullandığı Alex ,le Hamilton'un düello yapmasına sebep olması düelloyu kazanan Alex'in Carherine ile evlenmeye mecbur kalması çok çarpıcıydı..Şımarık ve Sorumsuzca yaptığı bu hareketin bedeli Alex ile evlenip İskoçya'ya gitmekti..Her ne kadar bu zoraki kocasında kurtulmaya kalktıkça onunla daha da yakınlaşması oldukça da manidardı.. Hikaye ilerledikçe Alex'in kişiliğini olayların akışı ile bu insanları önyargısız değerlendirmeyi onlar gibi olmayı olgunlaşmayı öğrenecektir..Kurtulup kaçmaya çalıştığı kocasına sahip çıkışını okumak beni mestetti diyebilirim..Klasik bir historical değil ve tam da yerinde kesildi hikaye.... İskoç ve İngiliz savaşını okumak o dönemin siyasi olaylarına şahitlik etmek istiyorsanız vee bu şahane aşk ile taçlandırılmış hikayeyi tavsiye ederim...
Parıltı - Amy Kathleen Ryan Yeni bir seri ile karşı karşıyayız..Gökyüzü Üçlemesinin ilk kitabı..Muhtemel Açlık Oyunlarını andıran bir kitap olduğu lanse edildi ama ben Açlık Oyunlarını hiç okumadım..Bu kitabı okurken kendimi daha çok Yıldızlar Savaşı veya bir zamanlar Trt'de oynayan Uzay 1999 dizisini anımsattı bana.. Parıltı daha çok Bilim Kurgu türünde bir roman..Uzay Gemileri,Galaksiler var bu hikaye de..Tabii ki bir aşk üçgeni de:)) Dünya kavrulmuştur insanlık yeni gezegen bulmak için arayış içerisindedir..İki müttefik uzay gemisi New Horizon ve Empyrean bu iki gemi yeni bir dünya ararken üreyememe sorunu ile karşı karşıya kalır....Aslında bu daha çok bir sabotajdır..En azından New Horizon Kaptanı Anne Mather öyle düşünmektedir..Empyrean gemisinde ise üremek için iki gence umut bağlanmıştır Kieran ve Waverly ikisinide evlenerek gelecek nesil için üreme olanağı sağlanacaktır.. Ama New Horizon yani sözde kardeş gemi tarafından Empyrean'deki tüm kız çocukları kaçırılır..Kaçırılanların arasında Waverly'de vardır..O kaçırma sahneleri ve dehşeti yazar çok güzel aktarmıştı..Ve çevirisi çok akıcıydı kesinlikle çok rahat okunuyordu.. Daha fazla ayrıntı vermek istemiyorum..Eğer Yıldız Savaşlarını sevdiseniz bilim kurgu ve galaksilere düşkünseniz bu kitap tam size göre.. Olimpos Yayınları bu seriyi umarım arasını fazla açmadan yayınlar...Çünkü kitap heyecanlı yerinde bitiverdi..:)) Kaçırmayın derim...
Bu ayki Harlequin Historical sayısının hikayesi harikaydı..Bayıldım Mallory Fitzhugh ilk kocasını gerdek gecesinde kalbinden hançerleyerek öldürmüştü..Vahşi ve cahil bir kadındı...Babası ona hiç değer vermemişti..Sadece babasımı çevresindeki insanların tümü neredeyse..Kral onu bağışlamıştı..Ama o dönemlerde kadınlar kendi mülklerine sahip çıkamıyordu..BAbası öldükten sonra Kralın emri ile tekrar evlenmesi gerekiyordu.. Hemde aralarında kan davası olan bir ailenin oğlu ile..O olmasa başkası ile evlendirilecekti.. Geoffrer De Burgh kardeşleri arasında en bilgili,aklı selim kişidi..Mallory ile evlenmek çekilen kura da ona düşmüştü.. Ailesinin selameti için bunu yapacaktı...Evleneceği kadın daha önceden gerdek gecesi başka bir erkeği öldürmüş olsa bile ailesi için bu fedakarlığa girişecekti.. Vee evlendiler..başından itibaren çok sıra dışı bir evlilikti..Evliliklerinin ilk gecesi Geoffrey canını korumak için tetikte uyumuştu..Çünkü karısı vahşi bir kedi gibiydi..Ama zamanla birbirlerini tanıdıkça birbirlerine güvenmeyi,konuşmayı,anlamayı öğrendiler..Özellikle Geoffrey'in engin sabrı ile birbirlerinin arasında yakınlaşma da doğmaya başladı..Tüm evreleri yavaş yavaş emin adımlarla geçmeleri.birbirlerine alışmaları..Çok anlamlıydı.... Mallory başta onun öldürürse yine başkası ile evleneceğinden korkuyordu..Ama zamanla kocasına güvenmeye başladı..Zamanlada sevmeye.. Özellikle Geoffrey'in Mallor'nin saçlarını tarama sahnesi çok anlamlı,duygusal,baştan çıkarıcıydı..
Bu ayki Harlequinn'in Historical sayisi büyüleyici idi. Aslında Serinin ilk kitabi idi bu okudugum daha önceki bilge kardeş Goeffrey De Burgh'un hikayesidi bu da ikinci macerasıydi. Simdi okudugum ise Wessex Kurdu lakapli Dunstan De Burgh'un hikayesi idi. O kadar güzel ve akici idi bunda cevirmen Nirgül Özborek'in büyük katkısi oldugunu düsünüyorum.Kralın Buyruğunu da aynı çevirmen çevirmişti..Okurken kesinlikle büyük bir zevk aldım hatta Kralın Buyruğu'ndan beni bu macera daha fazla etkiledi.. Ladx Marion Warrenne ugradigi saldirida hafızasini kaybetmistir. Onu bulan De Burgh kardesler yasadiklari kaleye götürürler.Baba De Burggh'un Marion'un kim oldugunu bulmak icin yaptığı arastirmada zengin ve toprak sahibi bir lady olduğunu dayısinin onu aradigini ogrenirler.DFayısı Marion'u geri istemektedir.. Marion'u dayisina teslim etmek icin baba De Burgh ayni zamanda şovalyede olan Wessex Kurdu lakaplı Dunstan De Burgh'u görevlendirir. Dunstan De Burgh pervasız gözüpek ve oldukça iri yarı ve yakışıklı bir şövalyedir..Marion'u ilk karşılaştıkları anda etkisi altına alır...Ama babasının ona verdiği görevden de hiç de hoşnut değildir..Marion'u bir an önce dayısına teslim edip kendi topraklarına dönmeyi planlamaktadır.. Bu planlarında Marion'un azmi ve çok isabetli olan sezgileri dahil değildir.. Marion hatırlamaya çalıştıginda simsiyah bir boşluk olan gecmişinde dayisina giderse cok kotü seyler olacagini hisseder. Bu yüzden yolculuk sırasinda defalarca kacmaya çalisir Dunstan'ida dayisina teslim etmemesi ikna etmeye de calisir. Bu uzun ve zorlu yolculuk ikisini de cok yakinlastirır. Aralarindaki çekim ise inanilmazdir. Marion Dunstan'a asik olmuştur. Asik olsada onunla kalmamaya kacmaya kararlidir. Harika bir romandi tavsiye ederim. Bulursaniz Kralin Buyrugunu'da arkasindan okuyun derim.
Mezarın Yüzü-Jeaniene Frost Mezarın Yüzü Goodreads Puanı:5/4,26 Yine severek mest olarak okudum..Cat'in Kızıl Melek olan lakabı bu macerada Kızıl Azrail idi:)) Çeviridenmi? Kitabın orjinalindemi öyle anlayamadım..Ama çok akıcı ve heyecan dolu bir maceraydı her zamanki gibi...Fazla bir yoruma gerek yok..Alın ve okuyun.. Artık Cat tam anlamı ile vampir olmuştur..Diğer vampirlerdenfarklı olarak insan kanı ile değil vampir kanı ile beslenmektedir..Ama beslendiği kişinin tüm özelliklerini de adeta kopyalayarak almakta bire bir etkilenmektedir.. BU sıradışı özelliği dengeleri bozacak kadar büyük bir güçtür de aslında.. bunu hem vampirler hem de gülyabaniler Cat'ı yok etmek için bir bahane olarak görebilirlerdi..Ortalıktan kaybolan vampirlerin akıbetini öğrenmekiçin Car ve Bones Gülyabaniler kraliçesi Marrie'den yardım isterler.. Bu bölümde Spade,Dennis,Mencheres,vee Vlad'da vardı..Severek okudum..BU kadın okutturuyor kendini..Catve Bones'ın aşkını okumak yine çok güzeldi.. Bu sefer Cat'in amcası hasta idi..bakalım sonsuz yaşama Cat amcasını ikna ederek kurtaracakmıydı.. Tavsiye ederim.. Geecek maceradaki Vlad'ı deyim yerinde ise ip ile çekiyorum...
Hathaway Serisinin ikinci kitabı Goodreads puanı 5/4,07 Bu aileyi çok özlemişim..Harika bir yazar egzotik bir aile,okuduğum her satırından çok büyük bir keyif aldım..Bu hikayede Wallflower serisindeki Simon Hunt ve güzel eşi Annabel'de vardı..Yazarımız kahramanları hiç ummadığımız herhangi bir kitabında çıkarabiliyor..İşte tam da bu yüzden diyoruz kiiii..Lütfen bu yazarın kitaplarını sırasında verin diye..Lütfen 2,5 yıl daha bizi bekletmeyiniz.. Hikayemiz de herhangi bir kopukluk olmasın diye yazarımızın ince bir özeti de var aslında..Yine de Vazgeçmem Senden'i okumadan önce Benmle Kal'a şöyle bir göz atmakta fayda var bence.. Bu roman da ta çocukluktan başlayan bir aşk var..Winnifred Hathaway ile yakışıklı egzotik çingenemiz Kev Merripen..Dayısı tarafından öldürülesiye dövülüp terkedilen Merripen'i baba Hathaway bulup eve getirir onu iyileştirir...Yaralı bir hayvan gibi olan Merripen ve o günden sonra ailenin yanında kalmaya başlar ..O güne kadar hiç görmediği sevgi ve ihtimamı bu ailenin içine bulur...Herbirini ayerı ayru sever ve gözetmeye çalışır..Birine olan sevgisi ise bambaşkadır.. Win'i ilk gördüğü andan itibaren değişik duygular hisseder..Win ile çocukluktan bu yana yakınlaşmalrı bambaşkadır..Ama onu kendinden korumak adına da ümit vermek istemez Win'i kendine layık görmez.. Onu kendinden bu kadar uzaklaştırmaya çalışırken de hastalandığında sevdiği kız ölürse arkasından ölümü seçecek kadar da çok sever Win'i..Ama Win hastalıktan bir türlü kendini toparlayamaz ve Fransadaki bir senatoryuma yatmasına ailece karar verilir..Onun yokluğunda Merripen adeta ruhunu kaybedecek kadar acı çeker... Win'in azmi aşkına ve sevdiği erkeğe sahip çıkmasını okumak bambaşkaydı..O hastalıklı ufak tefek zayıf kızın azmi ve dev Merripen'in inadını kırıp yola getirmesi bambaşka bir kaeyif verdi bana.. Cam ve Merripen'in Polka dövmesinin sırrı bu kiatpta çözülüyor..Cam bu sırrı didiklerken Merripen ise hiç ama hiç umursamıyordu..Bu sırrın çözülmesi ile hiç beklenmedik sürprizler gelişiyordu kitapta..Çok severek beğenerek okudum..Hele çeviri harikaydı..Bu kadar su gibi akan bir kitap epeydir okumadım..Bunu Seden Gürel'e borçluyuz....Dileğimiz yazarın diğer kitaplarını da aynı çevirmenin çevirmesi... Tavsiyemdir..Tarihi Aşk Romanı seviyorsanız..Bu kitap tam size göre...