Araştırmalarıyla birlikte değindiği çarpıcı gerçeklerle, önyargı oluşturmaksızın herkesin anlayabileceğini düşündüğüm bir kitap olmuş. Ne yazık ki, ülkemizdeki kadına her türlü şiddetin boyutunun arttığı dönemdeyiz ve bu acıların göz önünde tutulmasının gerekliliğini düşündüğüm bir dönemde, anlamak ve sesimizi kesmemek için uyarıcı çok yararlı bir kitap olmuş. Kalemine sağlık yazarımız Canan Tan'ın...
"Ateşböceği Yolu kitabı kadar etkilenebilir miyim yeniden" diye şüphe ile elime almışken Gece Yolu'nu, bir kez daha kendimi karakterlerin hayatlarında sürüklenirken buldum; hem de kitabın başından beri. Tüm sürükleyiciliğiyle elimden bir kez daha bitene dek bırakmak istemediğim bir Kristin Hannah kitabı daha, en sevdiğim kitaplarım arasına girdi. Kalemine sağlık Kristin Hannah; karakterlerine, duyguları anlatımına ve kalbime zihnime yansıtma becerine hayranım... Gece Yolu; bir kez daha dostluğu, öfkeyi, esas sorunları göremeyecek kadar acıya gömüldüğümüz anları ve farkındalıkları anlatıyor. Kalemi o kadar sağlam bir hikaye ki, Kristin Hannah işte... :)
1920'de işgal altındaki İzmir'imizin, İşgal'den kurtarılması sırasında Ermenilere ve Hristiyanlara binlerce eziyet yapıldığını iddia eden bir kitap. Atatürk Düşmanlığı olarak tanımlıyorum bunu, zira Atatürk'ü o sıralar hala açık olan bilmem ne otelinde rakısını yudumlarken eziyetlerin emirlerini vermiş olarak suçluyor. İşgal altındaki bir şehri kurtaran büyük önderimizden böyle bahsedilmesi beni pek rahatsız etti. Böyle olduğunu düşünmüyorum. Eğer öyle olsa idi, birçok tarih kitabında da yer verilirdi diye düşünüyorum. Kitabı pek merak edip almıştım ama büyük hayal kırıklığına uğradım...