Bazı kitaplar öyle güçlüdür ki, bunu yazan mutlaka bunları yaşamış olmalı derim. Yaşamadan nasıl bu kadar canlı, etkileyici, çok boyutlu, derin anlatılabilir ki? Bu duyguyu en fazla hissettiğim kitap da Martin Eden olmuştur sanırım. Böyle kitapları, bir ömrün somutlaşmış hali gibi görürüm. Elimde tuttuğum, bir candır sanki. Kitap can-lıdır, içinde bir can taşır, yazarı ölmüş olsa bile. Ölümsüzlük böyle bir şey olsa gerek. Ben Martin Eden'ı İthaki yayınlarından okudum, tavsiye ederim.
Adına kanıp tarihi bir kitap sanmıştım, halbuki alelade bir kişisel gelişim kitabıymış. Tabi yine de bir şeyler öğrenilebilir.