Grange'den mükemmel cinayetler okumaya öyle alıştım ki, beklenti bu kadar yüksek olunca artık beğenmek de zor oluyor sanırım.. Kitap gayet akıcı başlıyor ve yarıya kadar merak uyandırarak ilerliyor. Ancak belli bir noktadan sonra biraz zor ilerledim diyebilirm. Özellikle son 60-70 sayfaya kadar. Ancak genel olarak yorumlamak gerekirse, "Grange" eseri demek yeterli elbette ki.. Üstteki yorumlar sadece beklenti büyüklüğnden :) Yazar bu işin ustası artık.. Net..
Tam anlamıyla bir iç yolculuk, bir felsefik sorgu.. Eline alınca 1 saat bile sürmez zannediyor insan ama, okudukça, bir daha bir daha okuyup sindirmek ihtiyacı doğuyor.. Zor bir anlatım, ama bittiğinde akılda kalıcı , vurucu noktalar çok.. Değişik bir tarz.. :)
İnsanın içine işleyen bir sessiz çığlık.. Aynı karakter, 5 farklı düş.. Ya da gerçeğin 5e bölünmüş can acıtan ağırlığı.. İsmini ilk kez duymuştum, büyük beklentilerim yoktu. Ancak benim diyen onlarca yazara taş çıkartır anlatım.. Yüreğine, kalemine sağlık..
Kitap halini okuduğum bir roman film olduğunda her zaman hayal kırıklığına uğramışımdır. Bu kez ilk kez önce filmi izledim, ve filmi böyleyse kitanı kimbilir ne güzeldir :) Ve yanılmadım.. Filmden sonra okumak kafada hep karakterleri haraketlerıyle hayal ederek okumaya sebep oluyor, ama bir süre sonra kendinizi kaptırınca bu histen kurtulup akışa kapılıyorsunuz.. Verilmek istenen mesaj net, büyük balık küçük balığı yutar, ve şartlar insanlar dönem nasıl olursa olsun birşeyleri değiştirmek için cesur olmak şart..Tavsiye ediyorum :)
İlginç, sıradışı öyküler arayanlar için malesef hayalkırıklığı olabilir.. Ama öyküseverlerin yeni bir yazarla tanışmak için başvurabileceği bir seçenek olabilir.. :)
Kitabın ilk birkaç sayfasında anlatımın bir erkek tarafından yapıldığını düşünmüştüm, çünkü duygular harika dile getirilmişti.. Yazar kendi hislerinden yola çıkarak yazmıştır demiştim. Ancak kadın olduğunu farkedip okumaya devam ettikçe Kürşat Başar'ın bir erkek olarak, kadınca yazımına, bu denli hissedebilmesine, ondan da öte aktarabilmesine şaşırıp hayran kaldım.. Bir dönem aşkı, hem de ne aşk.. İmkansız ama umutlu.. Beklediğimden çok çok iyiydi, iyi okumalar :)
Victor Hugo'nun okuduğum ilk kitabı, ve insana geçekten "Boşa romantizmin babası dememişler yazara" dedirtiyor.. Pek çoğu şeyi sorgulayan eser özellikle, önemli olanın sadece resim mi yoksa nitelik ve iç dünya mı olduğunu uzun uzun düşündürüyor. Ayrıca, din, iyi niyet, güzellik-çirkinlik, annelik, sadakat, sefillik vb pek çok kavram büyüteç altında.. Boşa klasik olmamış, tavsiye ediyorum.. :)