Tempolu ve eğlenceli bir kitap. Ama bence bu üsluba roman daha çok yakışır. En uzun öykü bunu ispatlıyor.
Sorular zaman zaman güzel, zaman zamansa sıkıcıydı. Cevaplarda ise Doğu Yücel, Nermin Yıldırım, Mahir Ünsal Eriş'i beğendim. İsmail Güzelsoy'u geveze, Hakan Günday'ı ukala, Mario Levi'yi sıkıcı, Mine Söğüt'ü tutkusuz, geri kalanı ise yetersiz buldum. Zaten geri kalanın neden pek başarılı yazarlar olarak anılmadığını kanıtladı cevaplar. Ayrıca Hakan Günday'ın her soruya aforizmatik ve karizmatik cevaplar verme uğraşı bana çok itici geldi. Normalde kitaplarını çok severim.
Zaman zaman aşırı öznel bilgiler olsa da, genel itibariyle Bradbury'nin deneyimlerini okumak güzeldi.
Bu kitabın en olumlu yönü, içten anlatımı bence. Dili ve akıcılığı hemen içine çekti beni. Ancak daha edebi olabilirdi diye düşünüyorum. En büyük eksisi ise tecavüz gibi bir vakayı gerekli ciddiyette işlememesi. Sanki trajikomik bir konuymuş gibi zamam zaman esprisini yapıyordu. Halbuki bu çok ciddi sonuçları olan bir yıkımdır. Dramdır. Yazar bir kadın olmasa empati kuramamış diyeceğim.