Okuduğum en kötü Erol Toy romanı oldu Hoca Efendi.Adına bakıp bugün moda olan paralel yapı ve dolayısıyla Fetullah Gülen cemaatiyle ilgilidir diye aldım ama çok sıkılarak okudum hiç mi hiç tavsiye edemeyeceğim...

London'un bu kitabı da aynı Soğuğun Çocukları kitabında olduğu gibi Kuzeyde Alaska'da soğuk topraklarda geçiyor ve 1900 - 1901 yıllarında çeşitli dergilerde yayınlanan on bir öyküden oluyor. On bir öyküde birbirinden güzel Soğuğun çocuklarından ayrı olarak Ataların tanrısı kitabında aşka ve özellikle yerli kadınların azmine ve bağlılığına ve beyaza insanların doyumsuzluğuna yer vermiş London bu kitabında. Güzel bir kitap olmuş tavsiye ederim

Jack London'un serserilik ve dilencilik yaparak ülkeyi trenlerde kaçak olarak gezdiği dönemlere ait yaşadıklarını anılarını dokuz öykü halinde yayınladığı kitap. London üzerine en güzel yaşam öykülerinden birini kaleme alan İrving Ston'un deyimi ile London Çalışma hayatının köleliğiyle sokakta serserilik etmek arasında pek fark görmez.Ona göre insan gününün çoğunu çalışarak geçirip yinede geçimini sağlamakta zorlanıyorsa neden serserilik etmesini ki diye düşünür.Yol kitabı o günkü anılardan oluşur Oldukça güzel anı öykülerden oluşan bir kitap Yol London'u tanımak isteyenler nasıl bir yapıya sahip olduğunu okuyunca anlayabilirler..

Jack London'un kendisininde gidip yaşadığı ve etkisi altında da kaldığı Kuzey topraklarında geçen on öyküden oluşan bir kitap. London üstün gözlemciliği ve öykücülüğünü bu kitapta konuşturmuş diyebilirim. Kitap 1900 ile 1902 yılları arasında çeşitli magazin dergilerinde yayınlanmış öykülerden oluşuyor. Ben okurken hiç birini bir diğerinden ayıramadım hepside çok güzeldi.Bu arada Cem yayınevi de yazara yakışır bir özenle basmış kitabı, ayrıca Gönül Acar çeviriside çok başarılı...

İhsan Oktay Anar'ın Kitab-Ül Hiyel den sonra okuduğum ikinci kitabı oldu Puslu Kıtalar Atlası. İlki gibi çok severek okudum ve güldüm.Yine nefis tipler komik hikayeler var ben en çok Ağa çayırındaki ayı oynatan Çingene ayı ve oğlunun hikayesini ve Ermeni Vardapet'in Kilise sorumluluğu için girdiği sınavın hikayesini sevdim ve bir kaç kez okuyup epey sesli güldüm. Sonuç olarak çok beğendim eline sağlık olsun yazarın. .

Matthew Kneale ( 1960 ) İngiliz senarist ve roman yazarı. İngiliz Yolcular adlı romanı Southhern Arts ve İngiltere Sanat Konseyinin bağışlarıyla yapılmış büyük bir araştırma Ürünü olup 2000 yılında Man Booker finalisti ve yine aynı yıl White Bread ödülünü kazanmış bir roman. Roman 553 Sh ve 21 anlatıcı tarafından İngiltere'nin Tasmanya adasındaki sömürge düzenini ve yerlilerini iyilik medeniyet adına nasıl katletiklerini çıkar için ne ölçüde acımasız olabildiklerini belgelerle ve kurguyla çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Oldukça sürükleyici bir roman.Kitabın arka kapağında yazdığı gibi " Trajedilerle dolu bir roman, fakat şaşırtıcı derecede eğlendirici tam bir baş yapıt" New York Times.Hakikatten hem üzerken aynı zamanda gülümsetebilen ender romanlardan. Kitap Bilge Kültür yayınlarından çıkmış fakat şu an baskısı mevcut değil şayet bulursanız okumanızı tavsiye ederim tam bir baş yapıt.

Jack London ( 1876 - 1926 ) Amerikalı roman yazarı , gazeteci, savaş muhabiri ve her şeyden öte sıradışı bir kişilik tam bir maceraperest yaşadığı kırk yıla adeta kırk asırı sığdırmış bir kişilik. Deniz Kurdu London'un en sevilen kitaplarından. Roman bir deniz kazası ile başlar Hayalet adlı bir gemide devam eder.London bu gemide aslında koca bir dünya tasvir eder.Materyalizm ve İdealizm çatışması vardır bu minyatür dünyada.Vahşi Kapitalist bir patronun acımasızlığı, buna menfaatleri için göz yumanlar, ekmekleri için ses çıkaramayanlar ve karşı duranlar v.s v.s kısaca minyatür bir dünya. Harika bir roman çok akıcı nefis tipler var Kaptan Kurt Larson .Humprey Van Weyden, Maud Brewster ve bir çok harika yan karakter. Yazarı sevenler sanırım okumuşlardır okumayanlara ve yazarın kitaplarını henüz okumamışlara tavsiye ederim.