İskoç'ya Sokağı 44 Numaralı serinin üçüncü kitabı. Domenica Malakka^ya gidiyor, Bruce Londra'ya, Pat baba evine dönüyor. Angus her geçen gün Domenica'yı özlüyor Yine nefis olaylar.Tek kelime ile harika.

Alexander McCall Smith'in İskoçya Sokağı 44 Numara serisinin ikinci kitabı olan Kahve Öyküleri (Espresso Tales) 518 Sh ve 105 bölüm Yine çok güzel, sürükleyici, sıcacık, kısa bölümler. Şıp sevdi Patricia ( Pat ) McGregor'ın .Bruce Anderson'a olan hayranlığı, altı yaşındaki sevimli Bertie'nin annes ile olan sorunları,Domenica Mc Donald'ın felsefeleri v.s derken serinin deyim yerindeyse elden bırakılmayan çabucak biten bir kitabı Kahve Öyküleri. Güzel vakit geçirmek isteyenler bu seriyi kaçırmasın. Bağımlılık yapan kitaplardan. .

Alexsander McCall Smith 1948 Zimbabve doğumlu İskoç yazar, İngiliz şövalyelik nişanı ve Edinburgh kraliyet cemiyet üyesi olup aynı zamanda Edinburgh Üniversitesinde tıp Hukuku profesörüdür. Şmith İskoçya sokağını The Scotsman adlı gazeteye günlük tefrika halinde yazmaya başlamış. Fakat kısa süre sonra o kadar çok beğenilmişki kahramanların fan ları oluşmaya başlamış ve seri roman halinde yayımlanmasına karar verilmiş.. İskoçya Sokağı 44 Numara bu serinin ilk kitabı 119 kısa bölüm 514 Sh yayıncısı İş Kültür yayınları. Ben set halinde aldım 7 cilt çıkmıştı aldıkdan hemen sonra 8.cisi çıktı. Roman Edinburgh'un İskoçaya sokağındaki 44 nolu aparmanda yaşayanların ilişkileri, çekişmeleri, yaşantıları çevresinde geçiyor. Nefis tipler var ( Altın yaşındaki Bertie tabiki bir numara ) ayrıca yazar Edinburg'daki atmosferi öyle güzel yazmış ki resmen geziyorsunuz. Ben çok keyif alarak okudum.Yeni neslin tatmadığı ben yaş itibari ile yaşadığım ve bunun içinde kendimi şanslı hissettiğim, ne yazık ki artık kaybolan mahalle kültürünü yeniden yaşadım okurken. Son olarak kitabın kalınlığı asla ürkütmesin çok rahat okunuyor ben hemen ikincisine başladım. Okursanız keyifli zaman geçireceğinize inanıyorum.

Emile Zola ( 1840 - 1902 ) Yahudi asıllı Fransa 'sız yazar Natüralist akımın öncülerindendir. Hayvanlaşan İnsan romanı bir cinayetle başlayıp sonrasında yaşanan psikolojik travmalar, aşk, aldatma tutkularla süslenmiş bir polisiye-gerilim Zaten özellikle 17 ve 18 yy yazarları edebiyatın roman kısmına zirve yaptırmışlardır ki özellikle Rus ve Fransız ekolü bunun başını çekiyor ( Edebiyat çevreleri bu konuda birleşiyorlar ) Bende bu dönem yazarlarını okurken, ya bunların yazdıkları roman yeniler değil yahut da yeniler roman bunlar değil diye düşündüğüm çok olmuştur. Hayvanlaşan İnsanı da çok beğenerek okudum.....

Son zamanlarda diyemeyeceğim hayatımda okuduğum en sevimsiz kitaplardan biriydi.

İspanyolca dilinde yazan yazarlara verilen en büyük ödül olan Cervantes ödülünü 1987 yılında kazanan ünlü Meksika'lı yazar Carlos Fuentes'in mektup roman tarzındaki akıcı romanı. Roman 2020 yılında A B D nin Meksika'nın haberleşme ağını engellemesi ve bunun sonuncunda ülkenin iletişim sisteminin felç olması ve bunun üzerine yüksek devlet yöneticilerinin kendi aralarında mektuplaşmaları üzerine kurulu. Siyasetin dünyanın her ülkesinde aynı olup ne denli riyakar, güvenilmez, ne kadar suistimale açık bir olgu olduğunu vurguluyor yazar. Entrikalar, adam satmalar, rüşvet ağı çok güzel resmedilmiş. Sonu çok ilginçti. Tavsiye ederim...

Yazdığı Şeytan Ayetleri adlı kitaptan sonra Humeyni tarafından katli vaciptir denerek hakkında ölüm fermanı verdiği ünlü Hintli yazar Salman Rushdie'nin okuduğum ilk romanı. Oldukça kapsamlı ve detaylı bir roman. İçeriğinde ikinci dünya savaşı, 1965 yılından 1990 lı yıllara kadar süren Hindistan ve Pakistan'ın savaştığı Keşmir bölgesi olayları, etnik anlaşmazlıklar, hint felsefesi din problemleri, aşk, macera, intikam her şey var. Zaman zaman durağanlaşıp ritmini kaybetsede genelde sürükleyici ve güzel bir romandı...